Kaliforniya' da Long Beach şehrindeki Eyalet Üniversitesi' nde öğretim üyesi olarak ders verirken, aynı sömestrde benim iki dersimi alan bir kız öğrencim dikkatimi çekmeye başlamıştı. Bu genç bayanın şu özelliklerinin farkına varmıştım: Her şeyden önce çok güzel bir kızdı; gözüm gayri ihtiyari ona gidiyordu. İkinci olarak çok iyi bir öğrenciydi;
Öhöm öhööööm başlıyorum;
Öncelikle kitabın bana gelme hikayesine kısaca değinmek istiyorum,
DUA 'nın kitap yurdu puanlarından ücretsiz alabileceği kitaplar arasındaydı, biz konuşurken dedim ki bana da gönder isimlerini söyledi ve değişik geldiği için şaka niyetiyle bu kitabı bana göndersene dedim(ve burdan anlıyoruz ki
Eğitim ve Kültür seviyesi düşük olan insana mütevazı davranılmaz. Senin nezaketini acziyet sanıp tepene binmeye çalışırlar. Onun için herkese hak ettiği gibi davranıyorum ki, kimse çizgiyi ve haddini aşmasın, herkes yerini bilsin. Ben toplumdan bunu öğrendim...
Kitabın orijinal versiyonun 278 sayfa olduğunu ve yazarın bu kitap için kendi alfabesini bile oluşturmuş olduğunu duydum.Ancak yayın evleri reddetmiş ve sadece mektuplar kısmı basılmış olan bu kitap aslında uzun bir öykü kitabiymis çok üzüldüm bu bilgiyi duyunca. Kitap sadece 80 sayfa olarak mektuplardan ibaret çok acı. Yaklaşık 200 sayfayı Türkiye'de ki çok bilinçli yayın evleri pic etmiş resmen
Yeraltı edebiyatının kendi dilini oluşturmuş genç yetenegidir. Ilk kitabı olmasına rağmen yazarı ve kitabı çok sevdim. Okurken bilmediğim bir çok kelime öğrendim. Kendimi geliştirdim. Genç yazarlar arasında sivrilen bir kalem. Ve yayın evleri tarafından kesinlikle iyi değerlendirilmemiş ve hafife alınmış bir yazar.zaten böyle iyi yazarlar ancak ölünce kıymete biniyor
Tanrı'ya MektuplarÖzlem Ayşe Çiçek · İkinci Adam Yayınları · 201515 okunma
Bu meslekte öğrendim ki, yönetenler bizim saçma olarak adlandırdığımız şeyler karşısında asla tınmazlar, üstüne üstlük bilinci köreltmek ve aklı boşaltmak için bunlardan yararlanırlar...
Kitabı ilk gördüğümde çok ilgimi çekti ve inanılmaz içim ısındı. Sonra dedim ki ben bunu okumalıyım.Yazarın adını bile ilk duydum tanımam. Sonradan öğrendim ki “Çılgın Bediş’ in Ayşegül’ üymüş :) Kitabı okurken kişiler karışıyor ama emin olun ki sıkılmıyorsunuz. Yazar o kadar güzel bir üslup kullanmış ki akıp gidiyor ve elinizden bırakamıyorsunuz kitabı. Sonradan kim kimmiş anlıyorsunuz zaten.( benim 4 günde okuduğuma bakmayın kitabı her bırakışımda içim gitti göz ucuyla hep bir takip ettim :)) kitap beni çok etkiledi ve ne diyeceğimi, kelimeleri nasıl seçeceğimi bilemiyorum şu an. Ömür boyu yanımda taşıyabileceğim bir kitap. Bence siz kitabı bi okuyun hislerimi ancak o zaman anlayabilirsiniz :)
KabukZeynep Kaçar · Sel Yayıncılık · 20173,176 okunma
Geçen gün öğrendim artık anılar yokmuş öyle söylemişsin
O gün farkettim ki aramızdaki tek fark :
Senin unutmaya çalışman benimse herşeyi sadece geride bırakmammış .
Yazık...
Son dönemlerde dikkatimizi çeken liderlerden Sultan II. Abdülhamid Han... Neden son dönemlerde? Vatanı için hiçbir şey yapmamış gibi, milletini sevmemiş gibi, bir diktatör gibi tanıtıldı Abdülhamid Han. "Kızıl Sultan" olarak tanıtıldı.
Ben bu kitapta Abdülhamid Han hakkında birçok şey öğrendim. Çocuklara olan sevgisini, günün çoğunu çalışarak geçirdiğini, okumayı çok sevdiğini, geniş bir kütüphanesi olduğunu, siyasi zekasını, yaptığı projeleri, eğitim alanında yaptıklarını, askeri alanda yaptıklarını... Son sultan o kadar çok yönlü bir şahsiyettir ki mutlaka tanımak, okumak gerek. Beni en çok etkileyen yönü ise merhameti. Bu güzel adam, kendisine suikast planı yapan birini affetmiştir. Kitapta göreceksiniz bu kadar merhametli bir insana ihanet eden edene!
Eğer son sultan, Sultan II. Abdülhamid Han'ı anlamak isterseniz güzel bir eserdi. Hoş kimine göre "Kızıl Sultan", kimine göre "Son Sultan". Tavsiye ederim... Keyifli Okumalar...
Son kez merhaba anne. Neden son kez diye düşünme. Çünkü sen bunu okuduğunda, dünyaya son seslenişimin kağıda yansımasını görmüş olacaksın. Bıktım anne. İnan bana her şeyden bıktım. İçimde patlayan volkanların canımı cayır cayır yakmasından bıktım. Son zamanlarda bana kurduğunuz baskının içime açtığı yaraların acıtmasından bıktım. Bu kararı vermek
Didem Madak-Ah’lar Ağacı
. “Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Balkona yorgun çamaşırlar asmayı
Ki uçlarından çile damlardı.
Güneşte nane kurutmayı
Ben acılarımın başını
Evcimen telaşlarla okşadım bayım.
Bir pardesüm bile oldu içinde kaybolduğum.
İnsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez , sen uzaklara gidersin
Uzaklar seni ister , bak uzaklar da aşktan anlar bayım!”
️
Romanların arasına şiir kitapları serpiştireceğim bu aralar. Didem Madak şiirlerini çokça severim.Sizde hayata şiir ile dem katın derim.Keyifli okumalar Can’lar