"Olmasaydı sonumuz böyle!"
Şiştt...
Sakin.
Spoiler falan vermedim.
Ama ne olur benden bu kitabı spoiler vermeden incelememi beklemeyin, yine de elimden geleni yapacağım. En son Martin Eden beni bu kadar yakmış, yıkmıştı. Ama Martin için üzülmüştüm o kitapta. Bu kitapta kime tutunduysam kaldı elimde.
Ağaca güvendim çürüdü. İnsana
YouTube kitap kanalımda Freud'un hayatı, mutlaka okunması gereken kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/63ikZqbdnAA
Bu kitabı okumaya başladığımdan beri 100den fazla kişi beni takipten çıktı. Demek ki bir şeyleri görmekten ve duymaktan hala korkuyoruz. Ama neden korkuyoruz? Kendi cinsel
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
YouTube kitap kanalımda Kötü Çocuk kitabını yorumladım! : ytbe.one/q-_bzyWLIGI
Işıltılı hayatlar, bol bol ergenlik hormonu, mutasyonla üretilmiş domatesler ve en çok da kendisini dünyanın en bad boy’u zanneden ERRRKEKKKKler… İşte bunların hepsi Kötü Çocuk kitabı arkadaşlar.
İncelemeye başlamadan önce yine şunu söylemem gerek. Bu
Önyargıyı muhteşem şekilde anlatan bir yazı.
"SEKSSİZLİK"
¶¶Günaha bulaşmadan kadın ya da erkek olunmuyor bu âlemde hekimbaşı. Bulaşmaya da değmiyor. Aslında yapmamız gereken hormonlarımızı görmezden gelmekti. Yapamadık; evdeki “vitrin”de Lacan vardı da biz mi okumadık? Cennetten zaten kovulmuştuk, cehennemde yer yoktu.
Merak eden nasılsın diye soran arkadaşlar olmuş, çok şiddetli bir deprem yaşadık o anı anlatamam şok içindeydim, hala da öyleyim ama yazmak belki iyi gelir diye yazıyorum. Deprem sırasında sadece Allah ve bitmiyor diye bağırdığımı ağladığımı hatırlıyorum, çok ama çok kötüydü, evden nasıl çıktık bilmiyorum. Bir parkta arabada beklerken karşımda yıkılmış bina insanların bağırışları ile sabah oldu. İyiyiz diyemiyorum ama çok şükür hayattayız, daha güvenli bir yerde Antep'ten çıkmak için bekliyoruz. Yollar kötü durumda, havaalanları dolu, bilet bulmak çok zor. Sarsıntılar devam ediyor, dualarınızı eksik etmeyin nolur.
Ve bu olaydan sonra insan aslında ne kadar aciz olduğunu anlıyor, daha önceki dert ettiği şeyler, küslükler o kadar saçma geliyor ki. 7 yıldır konuşmadığım eski bir arkadaşım merak etmiş başka arkadaşlarımdan sorarak nasıl olduğumu öğrenmeye çalışmış, adını duyunca hıçkıra hıçkıra ağladım. Hayat kırgınlıklar, küslükler için çok kısa, bunu acı bir şekilde öğrendim. Siz bunu anlamak için böyle kötü bir olay yaşamayı beklemeyin.
Ben fazla haber okumamaya görüntü izlememeye çalışıyorum ama etrafımızdan hep kötü haber geliyor, Rabbim enkaz altında kalan kardeşlerimize yardım etsin, anasız babasız kalan yavrularımıza yardım etsin. Keşke dua etmekten başka bir şey elimden gelse. Ama biz de bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyoruz.
Düşünen, soran, yardım etmeye çalışan, dua eden herkesten Allah razı olsun. İyi ki varsınız.
21. yüzyıl!
İnsan psikolojilerinin alt üst olduğu, antidepresanların aspirinlerden fazla sattığı, intihar olaylarının arttığı, adeta "Dünyaya gelecek en yanlış zamanı bulmuşuz." denen bir dönemde yaşıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde İlber Ortaylı'nın bir kitabını okumuştum. Her insanın kendi dönemi için dünyanın en zor dönemi
Edmond iyi çocuktu ama fena bir kusuru vardı. İnsanlara fazla güveniyordu. Sırf seviyor diye onları tanıdığını zannediyordu. Eğer geriye dönüp söyleyebilsem söylerdim. Edmond derdim, her ihanet sevgiyle başlar.
"Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare, geniş bir ânın
Parçalanmaz akışında."
Gururla söyleyebilirim: "Bu dünyadan bir
Ahmet Hamdi Tanpınar geçti ve ben onu okuma şerefine nail oldum." Bazı yazarlar vardır, geç tanırsın. Bazıları da vardır ki, geç tanımanın daha kötüsü: yanlış tanımak...
Geçtiğimiz yıllarda çok sevdiğim,
Son 10 gündür bu kitapla yatıp kalkıyorum desem yalan olmaz... Okuma serüvenimde bu kitap bir kilometre taşı oldu benim için. Nedenlerini dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım. Çünkü anlatacak gerçekten çok şey var bu kitapla ilgili. Hepsini bir incelemeye sığdırmak mümkün olamayacağı için kendimce önemli gördüğüm bazı konuları masaya
Hayatımı değiştiren kitap!
Hayatımı değiştiren film!
Hayatımı değiştiren olay!
Ne çok duyuyoruz değil mi böyle cümleleri hayatta? Peki hiç canlı örneği ile karşılaştınız mı?
Yıllar yıllar önceydi. - Tamam o kadar yaşlı değilim kabul ediyorum.- Üniversite sıralarındaydım. Çocuk Edebiyatı dersimize giren hocamız "Güneşin Çocukları" diye
YouTube kitap kanalımdaki Azerbaycan edebiyatı videosunda bu muhteşem kitabı önerdim: ytbe.one/FM7RoOXGSok
Hayatımda ilk kez Azerbaycan edebiyatı okuyorum ve bana başlıktaki cümleyi kurduran muhteşem bir kitap önermek istiyorum bugün size: Beş Katlı Evin Altıncı Katı.
Hayatınızda hiç Anar Rızayev diye bir yazar duydunuz mu? Açıkçası ben
Her ne kadar tavsiye üzerine kitap okumaktan hoşlanmayan bir okur olsam da bazen kitapla ilgili görüşlerine değer verdiğim birinin güzel bir yorumunu gördüğümde veya kitapta geçen ve beni düşünmeye sevk eden bir cümle gördüğümde o kitaba karşı kayıtsız kalamıyorum. Albert Camus'nun Yabancı isimli bu kitabını da