Kemikleri, eti, bağırsakları ve kan damarlarını kaplayan deri nasıl insan görünümünü katlanabilir hale getiriyorsa, ruhun çalkantıları ve ihtirası da kibirle kapatılmıştır; o, ruhu kaplayan deridir.
Bazen düşünürüm, ne kadar garip mahluklarız? Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir ab evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız ?
Kimisi vardır yemin etmeden kesin kararlar veremez, kimisi de vardır ağızdan sadece evet hayır kelimeleri çıkması kafirdir. Gezginin iki uç arasında olduğunu söyleyelim. Sırf bu yüzden gökyüzünün görünmez olduğu, yaprakların döküldüğü, puslu ve yağmurlu bir mevsimde gezmemeye yemin etmiyor.
Şu var ki bir nesnenin manevi değeri, bir haberin ya da örneğin tersine, ancak büyü ya da din açısından açıklanabilir. Modern toplumda büyü de, din de canlı birer güç olarak varolmadıklarına göre, sa nat nesnesi, "sanat yapıtı" bütünüyle yapay bir dinsellik havası na sarılmış demektir. Sanat yapıtları kutsal miraslarmış gibi tartı şılıp öyle sunulur bizlere. Her şeyden çok kendilerini saran kabu ğun kanıtı olan miraslardır bunlar. Ortaya çıktıkları geçmiş zaman dilimi, onların gerçekten canlı kaldıklarını kanıtlamak amacıyla in celenir. Kalıtım çizgileri belirginleşince de bunların sanat yapıtı ol duğu söylenir.