Oğlumuz beş altı yaşlarında ağladığında ona ne deriz? "Ağlama, sen kız mısın ki ağlıyorsun. Erkekler ağlamaz!" Çok yanlış. "Ağlama, çünkü canımı sıkıyorsun!" dememiz lazım. Erkek ağlamaz demek de ne demek? On yaşında: "Erkeksin, erkeksin" ... On ikisinde "Sen bir erkeksin" ... oğullarımız erkekliğe özgü güçlü, kuvvetli şekilde büyümeye mecbur kalıyor! Ağlayanın vay haline ... Boğazı sıkılıyormuşçasına sıkıntıyla altı sigarayı ardı ardına içerler ... ikisi burnunda, ikisi kulaklarında ... ama tek bir gözyaşı akmaz! Neden erkekler asla ağlamaz? Ağlamak öyle hoş bir şey ki, biz kadınlar her beş dakika da bir ağlarız. Bir kadın için sevgilisinin, nişanlısının, kocasının kollarında ağlamak harikuladedir ... birlikte ağlamak daha da güzel ...
Palavra bile olsa gözyaşları içinde, hıçkırarak sevişmek de harikuladedir. Bunun için bu akşamdan itibaren, erkekler de ağlayabilir! Hatta şimdi ağlamaya başlayın, hemen, içinizi boşaltıp rahatlayın.
Sait Faik Abasıyanık 1940 yılında yazdığı ilk romanı, dönemin siyasi kanadından sakıncalı görülmüş olan #medarımaişetmptoru 'nu, yayımlamakta önüne çıkan engellere rağmen yılmamış, 1944 yılında annesinin maddi desteğiyle yayımlatabilmiş. Dağıtılmaya çıktığı zaman ise bakanlar kurulu kararıyla toplatılmış. En son, 'Birtakım İnsanlar'
Kızlarımıza kendilerini güçlendirmeyi öğrettiğimizde, istismar edilmelerine ya da bir şekilde ezilmelerine izin vermeyeceklerdir. Ve oğullarımız yaşamlarındaki tüm kadınlarda dahil herkese saygı duymayı öğreneceklerdir. Hiçbir erkek bebek bir istismarcı olarak doğmaz. Hiçbir kız bebek de bir kurban ya da özdeğerden yoksun olarak doğmaz. Başkalarını istismar etme ve özdeğerden yoksun olma öğrenilen bir davranıştır. Çocuklara şiddet ve kurbanlığı kabul etme öğretildi. Yetişkinlerin birbirine saygılı davranmasını istiyorsak, o zaman çocuklarımıza nazik olmalı ve özsaygılarının olacağı şekilde yetiştirmeliyiz. Ancak bu şekilde iki cins birbirini onurlandırır.
Evet oğullarımız ve kızlarımız kendilerini saklamak zorunda kalmaktansa, dar sokaklarda ya da yarı karanlık yollarda sevişmektense onların gün ışığı altında mutlu bir ışığın tadını çıkarmalarını istiyoruz.
Özgürlük bize yaşamımızın birazcıkgeç döneminde gelmişse de ondan yine vazgeçmeye niyetimiz yok.
**Çünkü kesinlikle bir daha sizin insanlık dışı rutininizle sindirilmeye izin vermek niyetinde değiliz.**
Birçoğumuz yaşamlarımızı baskıcı ve aksi kocalarla geçirdi. Nihayet bunlardan kurtulduğumuzda, oğullarımız ve kızlarımız tarafından bezdirildik, onlar artık yalnızca bizi sevmemekle kalmıyor, bizi bir yük, şaka ve utanç konusu olarak değerlendiriyorlardı. Artık özgürlüğü tattığımız için sizin ve pis pis bakan eşiniz tarafından bir kez daha itilip kakılmamıza izin vereceğimizi aklınız alıyor mu?
.