Günde bir kez ye ve azla yetinen biri ol.....Bir gün buna hazır olduğunda, tek bir öğün yemeğin bile aşırı olduğunu anlayacaksın.
"-Hepimizin ihtirasa ihtiyacı var, Josef," dedi Nietzsche. "Dionysos ihtirası, yaşam demektir. Ama bu ihtiras sihirli ve değersiz mi olmak zorunda? İnsan ihtirasın efendisi olmanın bir yolunu bulamaz mı? "-Geçen yıl Engadine'de tanıştığım Budist rahibini anlatayım size. Kendince bir yaşam sürüyor. Uyumadığı saatlerin yarısında meditasyon yapıyor ve haftalar boyu hiç kimseyle görüşmüyordu. Günde bir öğün olmak üzere çok sade bir yemek düzeni vardı; o da başkalarından aldığı bir yiyecek, hatta yalnızca bir elma da olabilirdi. Ama o elmanın karşısında saatlerce meditasyon yaparak onun iyice kızarmasını, sulanmasını ve tazelik kazanmasını beklerdi. O günün sonuna doğru ihtirasla yiyeceğini beklerdi. Buradaki mesele şu, Josef; ihtirası elden bırakmak zorunda değilsiniz. Ama ihtiras duyacağınız koşulları değiştirmelisiniz."
Sayfa 251 - Ayrıntı Yayınevi, 2.basım-Nisan 1997, İngilizce Aslından Çeviren: Aysun BabacanKitabı okudu
Reklam
"Bir gün buna hazır olduğunda, tek bir öğün yemeğin bile aşırı olduğunu anlayacaksın. İnsanın iç organları yemekleri sindirip atmak için yaratılmadı..." Duyguları kırılmış sesimi güçlükle denetleyerek, "Peki niçin yaratıldı?" diye sordum. Dreamer, hoş bir iddiacı tutumla, "İnsanın organları... bütün organları... düşlemek üzere oluştu! Bu onların doğal işlevidir. Beden besinlerden arındığında, yüz daha zarifleşir, zihin açık, hazır ve hızlıdır. Hücreler bile minnettar kalırlar, kendilerini yenilerler; bir iyileşme süreci, bir yeniden doğuş, yani öncelikle bedende sonra olaylar dünyasında kendini gösteren varoluşun yenilenmesi işte böyle başlar." dedi.
Sayfa 135Kitabı okudu
Günün zamanlarını bildiren sözler,dillerin takvim ve kronoloji kavram alanıyla ilgili önemli söz varlıklarıdır. Türkçenin bu tür sözlerinden biri de 'ögün' sözüdür. Bu kelimenin kökeni Orhun Türkçesine kadar gider. Kelime ''zaman,vakit'' anlamına gelen 'öd' sözüne dayanır. Bu sözdeki -d- sesi zamanla -y-'ye daha sonra Oğuz Türkçesinde -g-'ye dönüşmüştür. Kelimenin sonundaki -n ise günümüzde ''ile'' karşıladığımız araç hali ekidir. Kelimeyi tam anlamıyla çevirirsek ''zamanla'' demektir.
Tuna Tavus?? :D
Günde ancak otuz öğün yemek yiyip, on kez de atıştırabiliyorum; zar zor yetiyor bana.
Sayfa 309 - Yapı Kredi Yayınları – Kazım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizisi 4. Baskı // Doktor FaustusKitabı okudu
18.Yüzyılda İsveç'in İstanbul Büyükelçiliğini yapan ve büyük bir Osmanlı Tarihi yazan D'ohson eserinde Osmanlının bir sabah , birde akşamüzeri olmak üzere iki öğün yemek yediğini yazmaktadır . İslam fıkhında fıtra (sadaka-i fıtır) hesap edilirken de günlük iki öğün yemeğin nazar-ı dikkate alınması , eski aşevlerinde ücretsiz iki öğün yemeğin verilmesi , insan fıtratının günlük iki öğüne daha uygun olduğuna bir delildir.
Sayfa 195Kitabı okudu
Reklam
30 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.