"Ben keyif aramıyorum. Tanrı'yı istiyorum, şiir istiyorum, gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum, iyilik istiyorum. Günah istiyorum.’’ (s. 238)
1. Ütopya’dan Distopya’ya Geçiş
Distopik bir eseri inceleyebilmek için öncelikle, hem distopyaların ortaya çıkmasında büyük payı olan ütopyayı hem de distopyayı tanımlamak gerekir.
KOMŞU KOMŞUYA SESLENİRKEN DAHİ ZİKİR EDERDİK BİZ...
“Hu Hu” diye seslenirdik komşumuza...
“eyvallah” dilimizin pelesengi idi…
“Hay”dan gelip “hu”ya giderdik…
“Hay ,Hay” Efendim ! diye kabul ederdik tekliferi…
“Allah,Allah,Allah,Allah ” diyerek şehadete koşardık Tuna boylarında…
“Allah Allah”, “Sübhanallah”, “Allahu ekber “ idi hayretlerimiz. Şimdilerdeki gibi “Vaaaauuv” diye yada “ohaa” diye gayri müslim kırması çığlıklar atmazdık.
“Tövbe estağfurullah” “fesubhanallah” zikri anlatırdı kızgınlığımızı.
“Aman Allahım” derdik “oh my god” girmeden dilimize …
“Salavat” anlatırdı bazen yanlış bir iş yapıldığını…
“Neûzubillah” çekmek idi istemediğimiz bir şey görünce zikrimiz…
“Bismillah”ile başlarlardı her hayrın başı .
“Hay Allah” iyiliğimizi vermeye devam edeydi …
“Allah Allah İllallah , Muhammedun Resulullah” sonrası derdik alkışlarla yiğitlere “maşallah”
“Ya sabır” öfkemizin ilacı idi ….
“Hasbünallâhü ve ni’mel-vekîl!” diyerek Allah’ı “vekil” ederdik çaresiz kalınca…
“Ya Şafi” dokunurdu yaramıza merhemden evvel …
“İnna lillah” ayeti teselli ederdi geride kalanları…
“Hak’ka yürürdük” eskiden ölmezdik biz …
“Bu da geçer ya hû!”, “Vazgeç ya hû!”, “Hoş gör ya hû!” hatları süslerdi Tekke ve zâviyelerin iş yerlerimizin duvarlarını, psikiyatrik ilaçlarlar dünyamıza girmeden…
-Velhasılı kelam Azizim !“eskiden yaşarken zikrederdik , şimdi zikrederken bile o hali yaşamıyoruz”…
O güzel hallerimize tekrar dönmemiz ve yaşamamız dileği ile...
Velhasıl kelam Azizim! eskiden yaşarken zikrederdik. Şimdi zikrederken bile o hali yaşamıyoruz.
🍂“Hu Hu” diye seslenirdik komşumuza...
🍂“eyvallah” dilimizin pelesengi idi…
🍂“Hay”dan gelip “hu”ya giderdik…
“Are you okay?”
“Sure. Why do you ask?”
“Because you are crying. In my bathroom.”
‘’Oh, I’m not crying. Well, I sort of am, but it’s just tears, you know?”
“I do not.”
The Housemaid - Hizmetçi
Freida McFadden
Hizmetçi’yi o kadar çok duydum ki artık başlamak farz olmuştu. Çoğu takip ettiğim hesabın bu kitap hakkında övgülerini görmüştüm ve listemde epey bir ön sırada yer edinmişti. Ben de daha ertelemenin ne anlamı var, Hizmetçi’den korkan onun gibi olsun diyerek başlamaya karar verdim. Ve bitirdimmm,
Aman
Değerli 1K Okurları!
Yaklaşık 1 ay önce bir etkinlik düzenlemiştik;
İslam Düşüncesi Üzerine Kitap İncelemelerİ.
Bu bağlamda İnceleme yapan arkadaşların iletilerini ayrı zaman dilimlerinde paylaştım.
Şu an hepsini bir araya getirdim ve sizlerle paylaşmak istiyorum tekrardan:)))
Öncelikle;
İnceleme zahmetinde bulunup da değerli vakitlerini
Good luck with my first English review
then let's get started ;
Oh Heidi! Rose-cheeked girl.
Everyone knows you, "some by reading, some
by watching cartoons on trt1", I'm sure for all of us; you have a different understanding, memory or ending.I recommend this book if you want to recall love, innocence and your elementary school years, "glad" little one with rose-cheeked little one who reminds me of innocence and my childhood. :)
Then, goodbye, love and stay with the book.
İlk ingilice incelemem hayırlı olsun
o zaman başlayalım;
Ah Heidi! Gül yanaklı kız Herkes ,seni bilir "kimisi okuyarak,kimi trt1'de çizgi film izleyerek"eminim hepimiz için ;farklı anlama, anıya veya sona sahipsin.Bana masumluğu ve çocukluğumu tekrar hatırlatan, Gül yanaklı ufaklık seninle "iyi ki" yollarımız birleşti,sevgiyi;masumluğu ve ilkokul yıllarınızı tekrar hatırlamak isterseniz bu kitabı tavsiye ederim. :)
O zaman, hoşçakalın sevgiyle ve kitapla kalın.