Her şey, bir iş görüşmesinde bana sorulan, "İngilizce biliyor musunuz?" sorusuna verdiğim "Evet" cevabı ile başladı. Bu sayede bir otelde güvenlik görevlisi olarak işe başladım. Garip olan ise benim İngilizce bilmiyor oluşumdu. Hem güvenlik görevlisine İngilizce niye lazım olsun ki?
Ortaokul ve lisede altı yıl boyunca
YouTube kitap kanalımda hayatımda en sevdiğim kitap olan Niteliksiz Adam'ı yorumladım: ytbe.one/QspgH8phl2k
Oğuz : Oğuz
Niteliksiz Adam 1 : NA1
i.hizliresim.com/y0J3mN.jpg
NA1 : Beni neden buraya getirdin Oğuz?
Oğuz : Ben senin içindeki cümleleri bu kafede çizik çizik ettim NA1. İçindeki matematiksel bir düzenle kurulmuş,
Yazın gelişi benim için kedileşmeyi de beraberinde getirir. Nedir kedileşmek? Yaz havaları bastı mı bir hâller gelir, oradan oraya koşturmak yerine serin ağaçların, ya da evin içinde dolanasım, biraz oraya biraz buraya bakasım, sabahları güneşin altına, akşamları gölgeye uzanasım gelir. Sokaktan geçenleri izlerim, Cihangir'de yere yakın
Eristik Diyalektik : Haklı Çıkma Sanatı, hem haklıyken hem de haksızken, tartışma sanatı.
''Haksızlık etmemek, övünmeye değmez; onu aklından bile geçirmemelidir'' der Demokritos,
''Haksız bir dava için dövüşmek, gerçek bir cesaret sayılmaz'' der yine Shakespeare,
''Haksızlığa uğramak, haksızlık etmekten evladır'' der Eflatun..
Yani diyeceğim o
Pain!
You made me a, you made me a believer, believer
Pain!
You break me down and build me up,
Pain!
Oh, let the bullets fly, oh, let them rain
My life, my love, my drive, it came from...
know that losin' don't come without game...
Acı!
Beni sen yaptın, beni mümin yaptın, inançlı yaptın
Acı!
Beni yıkıyorsun ve yeniden inşa ediyorsun
Acı!
Oh, bırak kurşunlar uçuşsun, bırak yağmur yağsın
Hayatım, aşkım, tutkum, bunların kaynağı...
Kaybetmenin oyunsuz olmayacağını bil...
🎵 ɪᴍᴀɢɪɴᴇ ᴅʀᴀɢᴏɴs ➳𝔹𝔼𝕃𝕀𝔼𝕍𝔼ℝ❥
youtu.be/7wtfhZwyrcc?si=...
KOMŞU KOMŞUYA SESLENİRKEN DAHİ ZİKİR EDEN BİR TOPLUMDUK BİZ...
“Hu Hu” diye seslenirdik komşumuza...
“Eyvallah” dilimizin pelesengi idi…
“Hay”dan gelip “Hu”ya giderdik…
“en iyi planları farelerin ve insanların sıkça ters gider.”
J.Steinbeck’e ilham olan bu cümle 18. yüzyılda yaşamış İskoç şair Robert Burns’e ait “Bir Fareye /To a Mouse” isimli şiirin bir dizesidir. Bu şiirin ayak izleri hem kitabın adında hem de olay örgüsünde net bir şekilde görülmektedir. Zaten kitabın orijinal ismi olan “Of Mice and Men”
“Are you okay?”
“Sure. Why do you ask?”
“Because you are crying. In my bathroom.”
‘’Oh, I’m not crying. Well, I sort of am, but it’s just tears, you know?”
“I do not.”