"Onun tek istediği o güne takılı kalmaktı. Yarasının kabuğunu yolup durmak istiyordu. İyileşmek istemiyordu çünkü iyileşirse biricik oğlunu sonsuza dek kaybetmiş olacaktı."
.
Marin, üniversite aşkıyla evlenmiş, kendi lüks kuaför zincirini kurmuş ve eşi Derik'de kendi şirketini yönetiyordu. Mükemmel bir hayatı vardı. Ta ki Noel arifesinde oğulları Sebastian kaçırılana kadar.
Sebastian'ın kaybolmasının üzerinden bir yıl geçer. FBI soruşturmayı askıya almıştır. Marin de Derek'den habersiz bir dedektif tutar. O dedektifin bir telefonuyla işler daha da kötüye gider. Oğlunun kaybıyla acı çeken Marin, şimdi de eşini kaybetmek üzeredir. Altı aydır Derek başka bir kadınla birliktedir. Kadının ismi Kenzie. Marin, Kenzie üzerinden plan yapar ve bu plandan sonra bir sürü sır ortaya çıkar.
İlk başlarda aldatma konusu çıkınca hoşlanmadım. (Arka kapak yazısını okumamıştım) Ama acaba bu aldatma nereye bağlanacak, Sebastian'ın kaybolaması ile bir bağlantısı var mı merakıyla kitap okutturdu kendini.
Olayları genelde Marin üzerinden okuyoruz. Bazı bölümlerde de anlatıcı Kenzie. İki taraflı okumak güzeldi.
Benim için hikâyede eksikler de vardı. Tekrar çoktu. Kitabın ortasında sonuç tahmin edilebilir durumda. Pek fazla şaşırtmadı o yüzden. Bir yerde şaşırdım sadece.
Beni kitapla ilgili en çok etkileyen çocuğu kaybolan bir annenin psikolojisi ve yaşadıklarıydı. Beklentiyi biraz düşük tutup okunursa güzel bir kitap.