"Ben yaslanmayayim portrem yaslansin" dedi ve oyle de oldu. Seytanla anlasma yapti ruhunu satti karsiliginda gencligini diri tutacak bir omur kazandi. Ressam portreyi bitirdikten sonra hedonist lord Henry gorunumundeki seytan olumsuzlugun argumanlarinin ilk tohumlarini coktan atmisti Dorian in beynine. Henuz kendinin farkinda olmayan genc Dorian portresini gorunce dis goruntusune oyle hayran oldu ki bedenindeki haz tohumlari yesermeye baslayinca ,dilegini diledi,ruhu boynu bukuk sekilde kendisinden ayrilip portresine yerlesti. Dorian Gray haz odakli bir yasam surerken reddettigi ruh ,ona portresinden aciyla bakiyordu. Bu bakis ,bu rahatsiz edici dogaustu durum portrenin kilitli kapilar ardina,kalin ortuler altina saklanip arada bir hala ayni mi bakiyor diye kontrol edilen bir durumu beraberinde getirir. Ruhun yoklugu ,hazla olcusuzce beslenen bir bedenin ince ince catirdamasina sebep olur ve ruhun isigi o yariklardan iceriye sizmaya baslayinca ruh tum iktidari ele gecirip bedeni en sonunda alt eder.
Ressam ise gordugu butunsel guzelligin ruhunu sanatina yansitirken tum o ruhu cekip aldiginin farkina vardiginda yaptigi portrenin uzerinden kendi kani damlamaya baslar.
Hedonizm etkisinin bastan sona surdugu bir anlati ,derin,felsefik,sanatsal
Okuru tatmin eden,edebi ve surukleyici. Dorian Gray her okur icin okunmasi elzem olan eserlerdendir. Herkese iyi okumalar.