Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
25 yaşında bir genç düşünün aşkından deli divane olmuş. Sevdiği kadını uyurken gözünü kırpmadan seyreden, ona hediyeler alan, onun için evini/düzenini değiştiren, ona hikayeler yazan ve her an onu düşünen. Bunları düşünmek ne kadar da normal geldi size. Peki o zaman bir de bunları 90 yaşında bir gazetecinin yaptığını, aklından çıkaramadığı kadının ise 14 yaşında olduğunu düşünün. Bu yaşına kadar aşkı bulamamış bu yaşlı adam aradığı aşkı doğum gününde devamlı gittiği bir genelevde "Delgadina" ismini verdiği genç kızda bulur. Ve şöyle düşünür: "Dünyada tek başına ölmekten daha büyük bir felâket olamaz."
Tek bir solukta okunabilen akıcı bir kitap ancak konusundan dolayı rahatsız olmamak elde değil. Okurken sık sık ölümü, yalnızlığı ve aşkı düşünecek yazarın harika tasvirleriyle o anları adeta siz de yaşayacaksınız.
Zararlı Kitap Hassasiyeti
Günümüzde pek çok mütedeyyin aile, çocuğunu yetiştirirken haklı olarak bazı meselelerde endişe duyuyor. Bunlardan birisi de kitap okuma meselesi. Ebeveynler çocuğunun zararlı bir kitabı okuması veya zararlı bir neşriyatı takip etmesi neticesinde bozulacağını, ayağının kayacağını, yanlış yollara sürükleneceğini düşünerek
UZAKLARIN ŞARKISI
Yazar her bir kitabında hikaye içine hikaye yerleştiriyor ve mutlaka bir efsanevi tatla oluşturuyor kurgusunun. Normalde olağan dışı olayların anlatıldığı kitapları çok tercih edip okumam. Ama Kaan Murat Yanık'ın kitaplarındaki kurgu ve dili o kadar güzel ki gerçek üstü hikayeleri okurken rahatsız olmayıp aksine ayrı bir keyifle okuyorum.
Kars'tan Hindistan'a oradan İstanbul'a uzanan bir hikaye bu. Hintli Gülbadem'in yolu İstanbul'a düşer. Yanında da konuşan papağanı Zencefil yol arkadaşlığını yapar. İçerisine düştüğü efsunlu olaylarla gerçek yaşamın harmanlandığı oradan oraya savrulan Gülbadem'in hikayesini okuyorsunuz bu kitapta.
Kitap yine çok keyifli ve güzeldi ama ilk defa yazarın kitabını okuyacaksınız öncelikle Dünyasızlar ve Butimar kitabından başlamanızı öneririm. Kalemine sağlık Kaan Murat Yanık. Kelimelerle dans eden cümlerinize hayran olmamak elde değil.
Kurgusu aşırı derecede sağlam
Selamlar!!!
Öncelikle kitabın kurgusu aşırı sağlam okuduğum en sağlam kurgulardan biri olabilir. Polisiye roman okumaya bayılırım. Ama buna ayrı bir aşık oldum yazar her şeyi fazlasıyla güzel yorumlamış, biraz kördüğüm gibi ancak sonunda tabii ki her şeyi çözülüyor kitabın sonu Beni aşırı şok etti.
Kitabın konusundan kısaca bahsetmek istiyorum bir kadın bir gün evine geliyor ve evin önünde bir cinayet olduğunu görür, ve öldürülen kişi kadının ikizi yani tıpatıp her şeyi ikizi ve şok oluyor biraz garipti yani başlarını pek anlamamıştım Ama tabii ki zaman ilerledikçe çözülüyor.
Yani asla beklemediğim şeyler oldu, dediğim gibi kurgu çok sağlam okurken "Vay bunu nasıl düşünmüş yazar" diyorsunuz.
Beni rahatsız eden şey her şey fazla gerçekçi yani otopsi falan yapılmış sanki hissediyorsunuz otopsi sahnesini okumak benim için çok zordu yani sanki bizzat ben otopsi masasında uzanıyordum ve beni kesiyorlardı, bayağı rahatsız oldum.
Favorim Rizzoli oldu bence çok ama çok güçlü ve farklı bir karakter.
Olaylar kördüğüm Fakat bu kitabın mükemmel olduğu gerçeğini değiştirmez. Eğer hafızam silinseydi bu kitabı tekrar okurdum.
Yazarın kalemine hayran olmamak elde değil. Kalemi "Ben harikayım" diye bağırıyor resmen.
Kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum o kadar eşsiz ve mükemmel bir eser ki!!! 1 puan kırdım çünkü fazla gerçekçi kalbinizi delicesine hızlandıracak kadar gerçekçi hassas birisiniz okumayın.
Küçük Mucizeler (spoiler yok)
"Sevmek güzeldi. Âşık olmak, güvenmek, huzuru bulmak çok güzeldi. Ama en güzeli aile olabilmekti."
~
Elis ailesini küçükken kaybetmiş, bütün akrabaları ona sırt çevirmiştir. Erken yaşta evlendiği sevdiği adam tarafından da terk edilince biricik oğlu Pamir Ege ile her zorluğun üstesinden gelmiş, birbirlerine sımsıkı tutunmuşlardır.
kitaphaber.com.tr/kelimelerin-ruh...
Kelimelerin Ruhundan Geçenler
Uçurumdan yuvarlanan taş ve o taşı atan bir el… Taşı atan ellerle, yuvarlanan taşların kalbine isabet ettiği kimseler, birbirlerinin elini tutar bazen. Körpe bir bedenin dimağına, kalbinin uçurumundan itilen taşlar bir bir düşer ve uyanma başlar.
Merhabalar, bu seriyi genel olarak ele almak istediğim incelememi yazmaktayım. Yazarın, yarattığı dünyaya gerçekten hayran olmamak elde değil. Hayal gücünü ve yaratıcılığını kurguyla öyle harmanlamış ki insan, okurken şaşırıyor. Yarattığı, karakterler, yaratıklar, canavarlar her bir ayrıntıyı ilmek ilmek örmüş. Harikalar Diyarı'nı öyle güzel betimlemiş ki gerçekten kendimi orada hissettim. Özellikle fantastik kategorisindeki kitaplarda yaratılan dünyanın detaylı bir şekilde anlatılmasına dikkat ediyorum. Yazar, yeraltı dünyasının tasvirini detaylı yapmış. Kullandığı dil, açıkçası beni hiç sıkmadı. Fantastik bir seri olmasına rağmen yazılan üç kitapta da mizahi ögeler, komik diyaloglar bulunuyordu. Serinin ilk kitabı, adı üzerinde ilk kitap olmasından dolayı daha çok tanıtma amaçlıydı. Yine macera, büyü vardı ama genel olarak evreni ve karakterlerle tanışmamızı sağlamak amacıyla yazılmış gibiydi. İkinci kitap ve üçüncü kitap bence daha heyecan barındırıyordu. Özellikle üçüncü kitabı çok sevdiğimi söyleyebilirim. Aşk üçgeni, gördüğüm bazı yorumlarda insanları sıkmış ama beni pek rahatsız etmedi. Ana karakterimiz olan Alyssa'nın yaşadıklarına baktığımızda aslında bu aşk üçgeni arasında kalmasını anlayabiliyoruz. Fantastik sever bir okuyucu olarak bu seriyi okuduğum için de mutluyum.
Seriyi okumadıysanız bazı yerler spoiler olabilir.
Her ne kadar ilk kitap benim göz bebeğim olsa da kesinlikle Vlad en favori karakterim. Daha serinin ilk kitabını okuduğum günden beri hikayesini okumak için sabırsızlandığım tek karakterdi diyebilirim. Vlad, the russian, ile gizemli karısı Elena’ı okumak oldukça ilginçti. Zaten ilk kitaptan beri
Marieke Lucas Rijneveld, 31 yaşında Hollandalı bir yazar Akşamlar Rahatsız Edicidir adlı ilk romanı ise 2020 yılında Uluslararası Booker ödülünü almıştır .
Kitap 12 yaşında bir kız çocuğu olan Jas'ın agzından anlatılır.Bir çocuk anlatıcıya sahiptir ama bu kitap kesinlikle bir çocuk kitabı değildir.İsmi gibi rahatsız edici yanları
Öyle bir zekayla, yetenekle yazılmış ki kitaba hayran olmamak elde değil...
Masumiyet Müzesi kitabını bana sevdiğim bir okur arkadaşım doğum günümde hediye etti. Buradan ona tekrardan teşekkür etmek, beni böyle güzel bir eserle tanıştırdığı için çok mutlu olduğumu dile getirmek istiyorum. Masumiyet Müzesi mükemmel bir dile, konuya sahip bir kitap. Kitabı okurken Orhan Pamuk'un kalemine hayran olmamanız elde değil. İnanılmaz arka planı olan bir kitap. Kitaba başladığımda her ne kadar "bazı" konular beni çok fazla rahatsız etse de kitabı bitirdiğimde bunları unutmuş gibi hissediyorum. Yazar amacına, vermek istediği mesaja, duyguya, düşüneceye öyle güzel ulaşıyor ki çok başarılı. Çok detaylı, çok güçlü bir duygu aktarımı ve karakter analizi olan muhteşem bir kitap Masumiyet Müzesi. Böyle bir kitabın Türk bir yazara ait olması beni mutlu etti. Kitabı okuduğum süre boyunca "Bunların kurgu olması imkansız, kesinlikle yaşanmış şeyler" diye düşünmeme sebep verdi. Yazarın sonsözünü okuduktan sonra da bu düşüncemde yalnız olmadığımı gördüm. Müthiş bir toplum gözlemiyle yazılmış. Aşk'ı farklı yönden ele alan bu muhteşem eseri okuyun, aklınızda yer edinecek.
Selamlar! Paulo Coelho'nun milyonlarca satan bu eserini sizlere anlatmak
istiyorum...
Kitap Veronika adlı bir kızın intihar girişimini konu alıyor. İntihar girişimi denince herkes trajik bir olay bekliyor, hayır bu kitapta öyle değil. 24 yaşında ki Veronika hayatta istediği her şeye sahip bir genç kadın. İyi bir ailesi, güzel bir işi var istediği erkeği istediği anda elde edebilecek kadar da güzel aynı zamanda. Peki bu kız neden intihar ediyor o zaman? Sorunun cevabı çok basit, hayatın monotonluğundan sıkıldığı için. Neredeyse hepimizin sıradan hayatları var ama çoğu kişi intihar etme girişiminde bulunacak kadar cesur değil, Veronika kesinlikle bir istisna.
Veronika intihar ederken romantik bir yöntem olduğuna inandığı için uyku ilacı alıyor, ama kaldığı yerde olan rahibeler onu baygın bir şekilde bulup kurtarıyorlar. Her şey burada başlıyor. Veronika gözlerini açtığında Villete'te o korkunç akıl hastanesinde buluyor kendini, boğazından çıkan borulardan rahatsız bir şekilde. Birkaç gün bu şekilde uyutuluyor ve her uyandığında borular azalıyor. Bir gün odasına gelen doktordan öğreniyor yaşamak için az vaktinin kaldığını. Kendini uykuda öldürmek ve ölümü beklemek arasında dağlar kadar fark var tabii. Veronika intihar girişiminden pişman olmamak için hayattan zevk almamaya uğraşıyor resmen.
Ama o akıl hastanesi hayatına bazı insanlar katıyor, hiç unutamayacağı insanlar. Belki Veronika deli idi ve iyileşti, belki de ölümü beklerken hayatına giren insanlar bir anlam kattı ona. Cevabı kitapta gizli. Çok fazla anlatıp heyecanını ve okurken alacağınız zevki azaltmak istemiyorum. Mutlaka okuyun, kitaplarla kalın.
Öncelikle nathan.... senin kalbini seveyim, ne güzel seviyorsun sen. Kitap hakkında çok fazla yorumum yok çerezlik,akan bir kitap ama ben okurken biraz sıkıldım açıkcası. Fazla olay yok hep aynı şeyler. Aaron'a okurken sinir olmamak elde değil. Çocuğu boğazlayasım geldi ama kızımız stass hala yanındaydı fakat o da anladı artık sonunda. Nathan'ın arkadaşlarıda kendisi gibi çok tatlış, anlayışlı kişilerdi onları okumakta zevk verdi. Kitabın sonunun iyi olacağını tahmin etmiştim ama yazarın böyle bir son yapmasını beklemiyordum beklentimin üstüne çıktı fakat öyle çokta gerekli değildi bence. Bunların dışında söyleyecek pek bir şeyim yok, boşsanız kitap arıyorsanız şans verebilirsiniz. Kitapta yetişkin unsur var bu arada rahatsız olanlar ona dikkat edebilirler. Kapağının öyle olmasına aldanmayın.
