İnsan kaçabilir... Polisten, yakınlarından hatta kendi içinde kendinden bile... Ama bir şeyden asla kaçamaz, onu sarıp sarmalayan adım adım onu takip eden yüce duygudan, yargılanmak için dünya yüzünde kurulmuş en yüksek evrensel mahkemeden... Vicdanından... Raskolnikov vicdanından kaçamadı, nihayetinde ona teslim oldu. Gündelik hırslarımız, hayatımızın gerçeklerinin yerini tutmaya çalıştıkça hepimiz birer Raskolnikov oluyoruz. Vicdanımız ise bu duruma sessiz kalmıyor. Bizi suçüstü yakalıyor. Kaçamıyoruz, saklanamıyoruz... Ve en sonunda teslim oluyoruz, acıyla, hüsranla, pişmanlıkla kıvranarak...