“Yani eğer okyanusun ortasında 140-160 metre derinlikteki suya bir petrol platformu kurulabiliyorsa ben de kendi problemini aşarım diye düşünüyorum.”
Sayfa 114
Salonun tam ortasında, sakin, dingin bir müzik gibi bütün salonu ele geçiren onun nefes alışını duydum. Alevlerin ardından başımı çevirdim ve onunla çarpışmamı bekleyen buz mavisi gözlerle karşı karşıya geldim.
Gökyüzüyle okyanusun bakışması gibiydi.
Gökyüzüyle okyanusun çarpışması gibiydi.
Yüzünde kocaman bir gurur ve özlem vardı. Beni buldu ve gözleri parladı. Onu ilk gördüğüm andaki gibiydi. İlmek’te sağ kaldığı andaki gibi.
Yıkılmış krallığın direnen ruhu.
Sayfa 640Kitabı okudu
Engin bir okyanusun ortasında
Yalnız bir balina konuşur nazikçe
Gerçek şu ki ne kadar bağırırsa bağırsın yararı yok kimse duymaz onu
~ Whalien 52 ~
Yeryüzü Cennetinin Yok Oluşu
Bilim insanlarına göre MÖ 10-12.000 yıllarında tüm gezegende iklimi değiştiren büyük bir doğal felaket yaşanmıştı. Sibirya'nın sıcak kuzey bölümleri ani bir soğumayla karşı karşıya kalmış, Avrupa ve Kuzey Amerika'daki buzullar birdenbire erimeye başlamıştı.
Bu büyük felaketten en çok etkilenen ülkeler denizaşırı ülkelerdi. Atlantis ve Mu gibi okyanusun ortasında yer alan ülkelerin ise bu boyuttaki bir doğal afet karşısında hiçbir şansı yoktu.
Okyanusun ortasında salıyla
kalakalmış bir denizciden bile çok daha yalnızdım.
“Gemisi batıp da koca okyanusun ortasında sal üstünde kalmış birinden çok daha yalnızdım.”
Sayfa 11Kitabı okudu
Aslında, diye ekledi, bizler burada okyanusun ortasında kalmış kazazedeler gibiyiz, ne yelkenimiz var ne pusulamız, direksiz ve küreksiziz, depomuzda mazot yok.
Sayfa 14 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
"Napolyon Avrupa'nın bütün tahtlarına çıkmak peşindeyse biz de o tahtları altından çekebiliriz" dedi Laurance şakayla karışık, dünyanın bir ucundaki soğuk bir okyanusun ortasında tek başına Temeraire'nin sırtından inerken büyük bir devletin tanınmış hükümdarını, Avrupa'nın yarısının fatihini hedef alıyordu.
Sayfa 62 - PegasusKitabı okudu
Aslında bizler okyanusun ortasında kalmış kazazedeler gibiyiz, ne yelkenimiz var ne pusulamız.