Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Az ötemde bacak arasını yalayıp duran kedinin kürküne yüzümü sürsem. Yapamam. Bitlidir. Ben ki, ilkokul yılları boyunca, altmış kişilik sınıfta bitlenmeyen biriyimdir.
Yaşadığım tüm anları tırnak içime doldurmuştum. Ellerimi kirli sanıyordum.
Reklam
Olivya Çıkmazı yazıyor duvarda, taş binaları sokağın içine kıvrıldığı yerde, kırmızı bir levha üzerine beyaz harflerle. Çıkmaz mıdır hakikaten, sonuna kadar gidip bakmak gerekir mi? Elbet bakmışlardır; ama ben buraya gelmeden yıllar önce. Sokağın kuytusundaki dükkanda çalışan güzelin adı Olivya'dır, belki de Olivya'nın kendisi bir çıkmaz sokaktır...
Sayfa 9 - alakargaKitabı okudu
Yazdığımız her sözcükle başkasının malı haline gelen ruhumuzu ayakta tutabilmek için nasıl çabaladık bunca yıl, şaşıyorum. Çok açken ve biri bakarken yemek ne kadar sıkıntılıysa, yazmak, üretmek de öyleydi.
Sayfa 81 - Alakarga, 2.Baskı
PDF okuduğumda hissettiğim tam olarak bu.
Seni yoruyorum, biliyorum. Bilgisayar almayı reddedişim yüzünden, eski usul, kâğıt tomarlarını postacılara taşıtmak zorunda kalıyorsun. Varsın olsun. Olmaz mı? İçinde ateşleyip yazdığın onca şeyi, donuk bir ekrandan okumak beni kahramanlarından ayıracak sanki. Canı çekilmiş kuklalara benzeyecek insanların. O yüzden bu antika huyum için beni bağışla.
Hayatın akışını en çok, kalpsiz zaman kesitlerinin vuruşları değiştiriyor. Bu yüzden boşluğun sesini dinlemek, insana vuruşlardan saklanmanın çaresiymiş gibi geliyor.
Reklam
Ben anca bu çıkmazda otururum. Oturup Olivya'yı beklerim. Kedinin gözüne Olivya'yı çizerim. Çizdikten sonra korkarım. Korkunca da böyle, kahveden vazgeçip kadehi on liradan şarap söylerim. Beyaz. İçimdeki katrana dökülsün de, içim parlasın sokak lambasının altında diye.
Sayfa 13 - alakargaKitabı okudu
Olivya'nın çıkmazında, üst üste yuvarlandığım kahvelerden hıncımı alamıyorum. Yaşım kadar hınç damıtmak istiyorum kahveden. İstiyorum da diyorum, vay canına, çekinmiyorum.
109 syf.
3/10 puan verdi
Bazı kitaplar vardır elinize aldığınızda sizi rahatlatacağını düşünürsünüz. Bu sefer sadece düşünmekle yetindim. Kitabı okumaya başladığınızda birkaç sayfadan sonrasını okumaya gerek görmeyeceksiniz. Usta bir yazarın kendini geliştirmek için betimlemeler, tasvirler yaptığı bir defterini okuyormuş hissiyatı uyandırdı. Kısa kısa, konuları olmayan öykü denilen yazılardan oluşuyor kitap. Okuyorsunuz ama hiçbir şey anlatılmıyor. Yolda yürürken gördüğünüz kedi üç sayfada anlatılıyor ve öykü bitiyor. Tam anlamıyla bu. Okur kalın...
Olivya Çıkmazı
Olivya ÇıkmazıNazlı Karabıyıkoğlu · Alakarga · 201440 okunma
Yolu var önünde gidilecek, kilometrelerce, günlerce, aylarca, senelerce. Arada durup dinleneceği istasyonları var, durup nefesini bir anlığına koyvereceği ama gidiş vakti için her an gözünün saatte olacağı. Yolunda, doludizgin, bağıra bağıra, yorgun bir at gibi terleyerek giderken, 'yavaşla' diyecek bir ses, orada, tekerleklerinin altındaki raylarda. Yavaşla, bak ileride makas var. Makası yanlış yöne çekersen, sen, koskoca tren yanlış yöne gidersin!
Reklam
Bazen nefesimi yalnız sizin için tutuyorum. (...) Nefesimi bırakıyorum, kayboluyorsunuz.
109 syf.
7/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Öykücüklerden-ufak öykülerden- oluşan bir eser. Bu öykülerde oldukça ilgi çekici ve enteresan. Bol bol detaylarla dolu. Ekstra betimlemeler ve insanın iç dünyasına bolca inmeler yapmış yazar.
Olivya Çıkmazı
Olivya ÇıkmazıNazlı Karabıyıkoğlu · Alakarga · 201440 okunma
Çok açken ve biri bakarken yemek yemek ne kadar sıkıntılıysa, yazmak, üretmek de öyleydi. Kendimizi de yoktan var edebildiğimiz ölçüde seviyorduk.
Tutkularını yönetmeyi, öfkesini yöneltmeyi, hayal kırıklıklarını yok sayabilmeyi çabucak öğrendi. Ağlamak, acı çekmek gibi körelten eylemleri şiir okuyamayan insanların doğallığıyla savuşturmuştu. Reçelin kıvamı, gündemdeki ülke olayları, dizinin finali; hepsi yeterince kullanılmış duyguların bileşkesinden daha büyüktü.
34 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.