BEŞ PORTAKAL ÇEKİRDEĞİ 82-90 yılları arası Sherlock Holmes vakalarıyla ilgili aldığım notlara bakınca, o denli çok sayıda garip ve ilginç olaylar olduğunu görüyorum ki aralarından birini seçmekte zorlanıyorum. Bazıları gazetelerde yayımlandı, bazıları ise hiç gün ışığı görmedi. Benim amacım da bu ikincileri anlatmak. Kimi vakalar, Holmes'un
Satranç Çeşitlemeleri
18. yüzyılın ortalarında, Marsilya kentinin liman bölgesinde, satrancın piyonsuz oynandığı anlatılır; bu yüzden de tek sıra halinde daha korunmasız olduğundan, karşılaşmalar daha kısa sürermiş. 17.yüzyılın başında, her oyuncu arka sırayı (şah, vezir, filler, kaleler, atlar) keyfince doğru buldukları biçimde yerleştirebilirlermiş oysa aynı dönemde Floransa'da bir süreliğine matın sadece vezir üzerinden yapılabilme kuralı varmış. Satrancın gördüğü çeşitlemeler çoktur. Galicia'ya yaptığım bir yolculuk sırasında, bir kahvede şaşkınlıkla oyuncuların düzenli aralıklarla piyonlarını geri çektiklerini izledim. Satranç oyuncusu olan bir dostum, bu âdetten hiç haberi olmadığını itiraf etti ama pek uzak sayılmayacak bir dönemde Finlandiya'da satranç taşlarında belirli bir değer düzenine uyuduğunu -iskambilde olduğu gibi katı bir hiyerarşiyle- öyle bir kale sadece vezir tarafından alınabilir ve bir at fili kesinlikle tehdit edemezmiş. Bildiğim bütün çeşitlemeler arasında, Kaliforniyalı bir fizikçinin 1957 yılında tasarlamış olduğu kadar ilgimi çeken başka bir çeşitleme olmadı. Onun katkısı çok basit, bir o kadar da radikaldi; satrançta oyunlar sadece şahın mat edilmesiyle değil, rakibin bütün taşlarının yok olmasıyla sona eriyordu. Her iki şahın da satranç tahtası üzerinde olmadığı birçok oyunun uzunlamasına sürdüğü görülmüştü. Kimi karşılaşmalar, fillerle atlar arasında imkânsız bir düelloya takılıp berabere bitmişti.
Sayfa 28 - Alakarga Yayıncılık, 1.Basım: Haziran 2015, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Yaz sonu Ankara'ya nasıl döndüğümüzü pek anımsamıyorum ama babamın gazete çıkarmak üzere İstanbul'da kalacağını ve ben ilkokulu bitirince de annemle birlikte İstanbul'a taşınacağımızı biliyorum. Açıkçası babamın bakanlık emrine alınmasının üstelik bir de İstanbul'da gazete çıkaracak olmasının önemini kavramış değilim henüz. Ancak, Marko Paşa
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
"ah, siz mantıklı insanlar!" diye haykırdım gülümseyerek. "tutku! ayyaşlık! delirmek! ama siz ahlaklı insanlar, hiç merhamet duymadan öylece duruyorsunuz! ayyaşları hor görüyor, saçmalayanlardan tiksiniyor, o levili gibi aldırmadan onların yanından geçip diyor,* (kutsal kitap, luka, 10:32) ve o ferisi gibi onlardan biri olmadığınız
“Söyle bakayım, kızlarla ilgilenmiyor musun?” “Evet. Kitaplarla tanışmadan önce peşlerine çok düştüm. Ama o günden bu yana hiç vaktim olmadı.”
Sayfa 163 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
339 öğeden 341 ile 339 arasındakiler gösteriliyor.