Ali Birinci Hoca'nın yazdığı bir kitap için "Ölümümden sonra yayınlansın" dediğini işitmiştim. Ortam kaldıramazdı çünkü. Ölülerin dilini konuşmak bu bağlamda güvenli bir yol. Ölülerin dili koparılamaz, konuşan ölüler cezalandırılamaz. Uzatayım: ölüler öldürülemez. Ama Cemil Meriç bazı ölüleri öldürmek gerektiğini söyler. Ölüm,
Adama "Doğduğum yerde ölmek isterdim" dedim. "Oradan hiç ayrılmayıp doğduğum evde, o sokakta, o tanıdık bildik insanlar arasında ömür sürer, sonra da huzur içinde ortalıktan kaybolurdum. Eğer daha adil bir ülke olsaydık, eğer bu kadar işkence, yolsuzluk, vahşet, yalan sarmasaydı ortalığı ... Eğer politikacılar bu kadar iğrenç olmasalardı ... "
Reklam
"Çok zaman kaybettim. Çok zaman ve biraz ümit. Yaşamak da bu galiba. İnsanları eskisi kadar sevememek. İnsanları ve eşyayı. Galiba ölmek de bu."
Cemil Meriç
Cemil Meriç
Dört yanımızı çemberler sarmış Kanunlar düzenler, toplum yasaları İçimizde en pazarlıklı merhamet Gözlerimizde ihtirasların en bayağısı Ezmek, ezmek ve yükselmek Omuzlarında ezilenlerin Dönmek hep aynı dairenin üstünde Eskimiş bir plak gibi Ve ansızın Bir gün bir yerde ölmek Bir sabah uyanmak gibi
Unut diyorum Unutacaksın, unutmalısın Ölmek de yalan bir yerde doğmak gibi En gerçek yaşadığımız Ve belki Aldanışlarımız hiç değişmeyen “Öyleyse kim aldatıyor bizi?” diyeceksin Biliyorum İçinde bir mabet yıkılmış Anlıyorum Yine de kendini aldanmışlığın hazzına bırak Düşün ki yıllar geçiyor umutlar değil Ağlayan Tanrı'dır, bulutlar değil Anlasana Kolay değil Bunca insanın Tanrısı olmak
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.