Çok güzel bir şiir… Herkesin anlayarak, yavaş ve tefekkür ederek okumasını isterim…🥺 Ey insan! Yaşıyorken, hem de Kur’ân çağında; Çırpınıp duruyorsun, cehâlet batağında. Kalbin katı... Gözün kör... Başın kibir dağında Kur’ân sana gel diyor, bak bendedir adresin, Ey eşref-i mahlûkat! .. Daha Kur’ân ne desin! .. Özgürce seçmen için, iki yoldan
kadırga
Senelerce, senelerce evveldi; Bir deniz ülkesinde… ve belki de birbirine aktardığım defterlerin hepsinde bu şiir vardı: Senelerce, senelerce evveldi; Biz seninle orada, o deniz ülkesinde tanıştık uzak denizler, uzak yakınlıklar içinde bir Kadırgada iki korsan tarih, yarın, ütopya dolu sandıklar arasında birbirimizi yaralarından tanıdık dışı
Reklam
Jose Saramago Okuma Rehberi yaptım kendimce umarım yardımcı olur.
Bilinmeyen Adanın Öyküsü: İnce bir kitap olduğu için ve eğlenceli de olduğu için bununla başlamanızı öneririm. Ölümlü Nesneler: İçerisinde çok güzel 6 hikaye var. Kopyalanmış Adam: Özellikle kitabın sonu tüyleri diken diken eden cinstendi. Konusu; Tarih öğretmeni olan Tertuliano Maximo Afonso’nun bir filmde kendisine çok benzeyen bir oyuncuyu
Şiir çevirisi
İlk uzun soluklu şiir çevirisini an itibariyle bitirdim. Şiirin aslı
Edouard Leve
Edouard Leve
'nin kaleme aldığı Suicide (İntihar
İntihar
İntihar
) adlı eserin son kısımlarında yer almaktadır. Eser halihazırda Türkçe'ye çevrilmiş durumda. Ancak ben de kitabın son kısmında yer alan şiiri yeniden çevirmeye çalışarak (Fransızca aslından İngilizce'ye çevrilen
imanın yedinci şartıydı seni sevmek
insan nasıl vazgeçer kollarında kendinden kendin den bile vazgeçtiğinden ,beklide vazgeçtiğin kendindi , olmak istemediğin ,insan nasıl ihanet eder yada ihanet ettiğin kendindi o kollarda eriyen hayaller kuran kadındı savaştan kaçmış bir er kadar korkak, sonra yenildim diye inleyecek kadar alçak; bana yorgun argın baktın ya. bana canım yanıyor
Islanınca esmer defterleri yüzümüzün bu çamurla kanla alınteriyle gizli bir yazgı çakıyor bir an. Karanlık feneri ülkemizin. Nasıl bir yalnızlık, unutulmuş bir ışık diliyle çırpınırken biz üstümüze geliyor büyük gemisi geleceğin Bir tenis topu, koşan bir çocuk, bir gözyaşı bile değiliz. Yalnızca bir ağaç ailesi ve bir köşede yıllardır bizi gözleyen hep aynı balta: Dalgınlık. Düşünüyorum nasıl budandık bahara ulaşmak için. Şimdi sessiz duruyoruz kıyısında bir düşüncenin unutmamak için çünkü unutuşun kolay ülkesindeyiz ölü balıklar geçiyor kırışık bir deniz sofrasından ve ellerinde fenerlerle benim arkadaşlarım durmadan düşünüyorum ne kadar çok öldük yaşamak için. Onat Kutlar
Reklam
173 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.