Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Rênas Jiyan-Janya
“tanrı ve zaman yanlış hatmedilmiş kiliselerin çanları sağır… minareler kısa… dekolte doktrinler giyinmiş abdal… geç kalmış, geç yağmış yağmurlarla dolmuş sarnıçlar, yırtıcı bir neşter darbesiyle, bulanmışlar nükleer sevdalardan olan kuleler, rokoko kristallerle süslenmiş tünellerde lime lime olmuşlar, bikes düşlere darılmışım, sıçramışım ve
Onun Duası ve Benim Rüyam
Kelebek kanadındaki toz gibi idi varlığın, gün geçtikçe siliniyordu benliğin. Her kanat çırpışta her göğe bir adım daha yaklaştıkça kaybediyordum seni. Saydam, şeffaf bir kanada eriştiğimde sen olmayacaktın ve belki bende uçma yetisini kaybeden bir tür böceğe dönüşecektim. Nasıl görünürdü, nasıl karşılanırdı bilmiyorum lakin bir karınca sofrasına meze olmaktı sensiz kalmak. Anladım.... Sonum oluyordun her nefeste, nasıl ve ne zaman elim sana yetişmeye kalksa yeşeriyordu ümit. Gözyaşları oluk oluk akıyordu. Akmasına aldırmıyordun da inadına tebessüm edip kahkahayı basıyordun. Sonra zaman kavramını ortadan kaldırıp “Bekle, ne yap ne et bekle” diyor kahkahana kaldığın yerden devam ediyordun. Acımız hafifliyor ölüyorduk yavaş yavaş. Ölüyordum… Düz bir kapı açılıyordu semaya doğru binlerce merdiveni olan. Avuçlarımda sen çıkıyorduk bir bir yukarıya. Nasıl tutuyordum seni, yara alma diye sıkmadan, kaçma diye gevşetmeden avuçlarımda seni. Bir fenalık gelmesin diye defalarca siper ettiğim gövdemi daha hangi şarapnel parçalarına vurdurup hücrelerime ayıracaktın. Eti kemikten söktüğün gibi beni sensiz bıraktın sessiz bıraktın. Ağladım….
Tayfun
Tayfun
01 Mayıs 2018 - 12 Haziran 2018
Reklam
Janya
Janya
Janya
tanrı ve zaman yanlış hatmedilmiş kiliselerin çanları sağır… minareler kısa… dekolte doktrinler giyinmiş abdal… geç kalmış, geç yağmış yağmurlarla dolmuş sarnıçlar, yırtıcı bir neşter darbesiyle, bulanmışlar nükleer sevdalardan olan kuleler, rokoko kristallerle süslenmiş tünellerde lime lime olmuşlar, bikes düşlere darılmışım,
... Öyle derin yaralarım var ki geçmişimde. Ben her gün acılar içinde yaşıyorum. Ruhumla bir bütün olmuşçasına sanki her gün daha da derine gömülüyorum. Hangi tarafından tutarsam tutayım, yine geçmişe yeniliyorum. Bir saplantı mıdır bu? Ya da artık benden bir parça mı? Benden istediği ne, hiç bilmiyorum. Kaybediyorum, her şeyi, en çokta kendimi. Ruhumu şeytana satmak istiyorum. Sadece o ne derse onu yapmak istiyorum. Bu ağır yükten kurtulmak istiyorum. O kadar derinde saklıyım ki, oraya inmeye cesareti olan yok. ... Kimse benim gibi değil! Olmayanı arıyorum. Yalan, her şey yalan işte, biliyorum. Her şey yalan olmak için var olmuş sanki. Ya da yalanların ve yalancıların toplanma kampı burası. Hiç kimse beni sevmiyor aslında. Herkesin nefret ettiğiyim. Ya benim nefret ettiklerim? Ya her defasında nefretime yenildiklerim? Günler gibi, nefret tohumları ekiyorum toprağıma. Herkesten, her şeyden nefret ediyorum! Haykırıyorum. Yoruluyorum, her geçen gün daha da çok. Ölürcesine yaşıyorum her günü. Yıkık, viran olmuş şehirler gibiyim. Kaybolmuşluğum çok. Ama kalkıp da doğrulamıyorum. Kırık hayallerimin kırıkları batıyor canıma. Kıyıyor, en sevdiğin yanıma. Sen solumdasın. Ama hiçbir şey yolunda değil. Kanıyorum hem de oluk oluk, hepsi sana... 07.08.2020 A.U
Madem öyle Allah'ım alırım bu yükü sırtıma. Verecek bir şeyim yok ki senin uğruna. Can senin nefes senin an senin, Ama bırakma beni tek başıma. Gün gelir elbet sabredene verirsin, Yanımda olmayacaksa benden çekersin. Madem sade Sen bilmek istiyosun, Sen beni benden iyi bilmektesin. Bu benim imtihanımmış, varsın çekerim. Diyemesem de halimle,
seni seveni nesi güzel nesi aşka hamal olan nesi dudağına aşık nesi elime elime. tenden öte bahtiyar ellerin hor, rol alınan ihtiyar adam gibi Hoş, sevdiğim gözlerinin içi nesi benim meyvem nesi senin ensenin sesi nesi dibimde oluk oluk su ah buna damağımda biten henüz çorba içmemiş, altını pislememiş memeleri anneminkinden de süt dolu birkaç kelime beliriyor. seni sevenin ben ölse de inciri ocağına dikmem. Zeynep
Reklam
KADINLAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN ERKEKLER...! işimize gelince sevdiğimiz gelmeyince sövdüğümüz coplayıp dövdüğümüz bazen kölemiz bazen de gölgemiz olarak gördüğümüz evde, ofiste...bağda, bahçede sokakta, tarlada, fabrikada ırgat gibi çalıştırıp...iliklerine kadar sömürdüğümüz kadınlar; ana(larımız!), yavuklu(larımız!), eş(lerimiz!),
adınız yok ama, şayet varsa, kadınlar gününüz kutlu olsun
işimize gelince sevdiğimiz gelmeyince sövdüğümüz coplayıp, tekme tokat dövdüğümüz bazen kölemiz... bazen de gölgemiz olarak gördüğümüz evde, ofiste...bağda, bahçede, sokakta, tarlada, fabrikada ırgat gibi çalıştırıp...iliklerine kadar sömürdüğümüz kadınlar; ana(larımız!) , yavuklu(larımız!) , eş(lerimiz!) , dost(larımız!) , kız(larımız!) ,
#01:54#
Çok Uzak Diyarlarda Öldürdüğüm Aşığa, Her şey bir rüya gibi, bir masal gibi başlamıştı. Çokta güzel gidiyordu belki mutluluğa doğru. Günlerden bir gün, ayrılığın, bizim de kapımızı çalacağını nerden bilebilirdik. Gerçi sen her zaman bunların olacağını söylerdin ve ben de sana bunları söylediğin için her zaman kızardım. Çünkü bunların olma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.