Şu dünyada sonum geldi, artık öldüm ben.
Şimdi gagalayıp duracaklar merakla
o küçük çenebaz kargalar, insan denen.
Çıkar bir cesur yürek, gerçeği haykırır:
Bil ki burada acımasız kötülüğün
yok ettiği büyük bir ruh yatmaktadır.
Geldi taze ve hoş günlerinden gençliğin,
bu kötü vakte kılıçlarla, ezgilerle.
Dilinde kalbinde gelen özgürlük sözü.
Yaralıydı ama gizledi maharetle.
En sonunda o yara ona diz çöktürdü,
uzatıp yatırdı gördüğünüz mezara,
koca bir “Başarısız”damgası, alnında.
Şu dünyada sonum geldi, artık öldüm ben.
Şimdi gagalayıp duracaklar merakla o küçük çenebaz kargalar , insan denen.
Çıkar bir cesur yürek, gerçeği haykırır:
Bil ki burada acımasız kötülüğün yok ettiği büyük bir ruh yatmaktadır.
Geldi taze ve hoş günlerinden gençliğin, bu kötü vakte kılıçlarla , ezgilerle.
Dilinde kalbinden gelen özgürlük sözü.
Yaralıydı ama gizledi maharetle.
En sonunda o yara ona diz çöktürdü, uzatıp yatırdı gördüğünüz mezara, koca bir "Başarısız" damgası, alnında.
-Richard Realf
Onu kaybedemem... Ne saçmalıyor bu kız? Bir karışıklık olmalı. Gidemez... Gökçe, gidemezsin!
Ağlamaya başladı. Öyle ki nefes bile alamadı.
Sadece ağladı ve kendini acının kollarına bıraktı. Bu öyle kuvvetli bir acıydı ki direnmek imkânsızdı.