Nietzsche, devamla, Devlet'in gereksiz bir icat olduğunu söyler.
"İyi ve kötü, herkesin zehir içtiği yere Devlet diyorum: İyi ve kötü
herkesin kendini kaybettiği yerdir Devlet: Devlet evrensel yavaş
intihara hayat denilen yerdir." O, "ölümün vaizleri"ni çağırır.
Yeryüzünde kendisinden büyüğünün olmadığını, "Tanrının
düzenleyici parmağı" olduğunu iddia eder. "Kurnaz bir Cehennem
aygıtı... ilahi onuru tuzağa düşürürken şarkı söyleyen bir
ölüm atı"ndan başka bir şey değildir. Kilise de bir Devlettir ve
Devlet "ikiyüzlü bir köpek"tir, çünkü yeryüzünün mutlak anlamda
en önemli hayvanı olmak ister.
İşte gönlü veremliler: Daha doğmadan ölmeye başlarlar. Yorgunluk ve el çekme öğretilerini özlerler. Ölmeye can atarlar, onların bu isteğini uygun bulmalıyız biz de! Bu ölüleri uyandırmaktan ve canlı tabutları zedelemekten sakınalım!
Ve sizler, hayatları çılgın bir çalışma ve huzursuzluktan ibaret olan sizler: usanmadınız mı yaşamaktan? Fazla olgunlaşmadınız mı ölüm vaizleri için?
Deli gibi çalışmayı, aceleyi, yeniyi ve yabancıyı seven sizler, - kendinize bile katlanamıyorsunuz, çalışkanlığınız, kaçış ve kendinizi unutma istencinden başka bir şey değildir.
Daha fazla inansaydınız eğer hayata, daha az kaptırırdınız kendinizi ana. Ancak içinizde, yeterli muhteva yok, beklemek için - hatta tembellik için bile!
Çınlıyor dört bir yanda, ölüm vaaz edenlerin sesleri: ve yeryüzü, doludur böyle, kendilerine ölüm vaaz edilmesi ge rekenlerle.
Ya da "ebedi hayat" vaaz edilmesi gerekenlerle: benim için hiç fark etmez - bir an evvel gitsinler de oraya!
Böyle buyurdu Zerdüşt.
Ölüm vaizleri var ve dunya, hayattan çekilmeleri yolunda öğüt verilmesi gerekenlerle dolu.
Dünya gereksiz kişilerle dolu ve hayat, bu fazlalık nedeniyle çürümüş durumda.