Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.
"Bir nesnenin yaşının, güzelliği üzerinde hiçbir etkisi yoktu ve yakın zamanda yaşanan ölüme dair deneyimi ona aidiyetin sadece kısa bir süre devam edebileceğini hatırlatıp duruyordu."
Sayfa 36 - Ketebe Yayınları, Ağustos 2023, 1.BaskıKitabı okudu
Hayatın ne kadar kısa olduğunu fark ettiğimizde duyduğumuz üzüntüyü hiçbir şeyle kıyaslayamayız. Saatlerin, günlerin ve yılların elimizden kayıp gittiğini hissederiz. Zamanın böyle akıp gidişinin bizi her saniye ölüme daha da yakınlaştırdığının farkındayız. Zamanını boşa harcayıp yaşlanan ve sonrasında dönüp geriye baktığında kayda değer bir şey göremeyenler çok fazla duygu hissedemezler.
Akıllı bir maymun olmaktan öteye gidemedik
Şimdi bu kör dövüşünde yenildikse suç bizim
Geç anladık zavallılığımızı
Her şey bu sağır göklerden bekledik yıllardır
Bizi kimseler inandıramadı ölüme
Bize kimseler öğretmedi insanlığımızı
HUZURSUZLUĞUN KİTABI
FERNANDO PESSOA
Bu kitabı okumaya cesaretiniz varsa; önce gökyüzüne uzun uzun bakınız. İçinize bir mavi bulaşmıyorsa; lütfen kitabı usulca kitaplığınızın arka sıralarına bırakınız. Çünkü; içiniz gri ise siyaha dönüşebilir. Hayatta durduğunuz yere ayaklarınız tam basmıyorsa güçlü bir tekme takabilir.
Bir insanın iç
Ben başkayım ben insan değilim
Nasıl olur o diyecek olursanız
Siz eğlenmek için didinirsiniz
Ben eğlenmekten kaçınırım sonrada herkes tatile gitmek ister hayatın sefasını sonuna kadar çıkarmak ister ben ise toprağımı kendi ellerimle kazmak isterim, ne bileyim işte hep ölmek isterim insan ölümden kaçar ben ölüme kaçarım, ben bu dünyaya doğdum ama bu dünya benim değil bu dünyaya kaybolmuş başka bir dünyaya açılan kapının anahtarıyım.
Hiç kimsenin kimseyi kırmadığı bir dünya istiyorum bu dünya buna göre değil
Herkesin karnı tok olsun istiyorum bu dünya buna göre değil
Herkesin kış mevsiminde başını koyacak bir yuvası soğuklarda giyecek bir mantosu olsun isterim bu dünya buna göre değil
dünyada bana göre değil
Savaş çıkar pastanın dilimleri gibi ayrılmış pastanın bir kıtası olan ülkede diğer dilimler kendisinden lokma alınmadığı takdirde umursamazlar diğer dilimi, birileri ağlarken birileri kahkahanın cümbüşüyle ağlayanların hakkına girer
Ben bu dünyaya ait değilim belkide ben uzaylıyım siz hepiniz insansınız
Belkide siz uzaylı ben insanım
Bilmiyorum ne ihsanım
Küçüklükten beri ölmek istiyorum herkese normal gelen şeylere alışamıyorum bir iki kişi sohbet edince yandaki masada sessiz kalana acıyorum
Hiç bir zaman alışamadım dünyaya herkes kadının etine düşkün, ben kadının kalbini ruhuna, narin fıskiye gibi ferahlatıcı sözcüklerine tutkuluyum
Herkes kısa zevk veren döllün peşinde
Ben ölümün takibinde.