Otostop
Yıl 2000, Aksaray Fen Lisesi'nde öğrenciyim, Haftasonu Memleketim Kayseri'ye gitmek için Cumartesi sabah erkenden yola çıktım, otobüs ile Kayseri'ye geldim. Amcaoğlum ile buluştum, sabah saat çok erken olduğu için bizim kasabaya otobüs yok. Amcaoğlum otostop çekelim dedi. Bizde Kasaba yoluna çıkıp bir müsaitlikte otostop çekmeye
üzgünüm balböceğim, ama böyle…
“Bir çocuk fikrine hep soğuktum gerçi buna gelene kadar ben birçok fikre soğuktum isteme, kına, dünyanın en gereksiz eziyeti düğün… neyse işte kasıla kasıla yapılan paylaşımların kaçının nedeni gösterişsiz safi mutluluktur gördükçe durup bir düşündüm hep. Birisini de görsem etrafımda gündelik bir halde gidip hazırım seninle boktan hayatı daha boktan hale getirmeye diyerek imzasını atıp tüm geleneklere bir orta parmak sallayarak giren birbirlerinin ruhuna… kesin dişimi kırarım imrenmekten.. her neyse koca bir hafta bir çocukla demek istiyordum henüz bir güncük aktivite üretebildim ve şu an uzanırken kendimi harpten çıkmış gibi hissediyorum yeni nesil mi çok enerjik ben mi yaşlandım? Habire fikirler uçuşuyor havada durmuyor asla zihinleri işin tuhaf yanı buna iyi bakmamız gerekir eksi tarafını görmezsek eksisi şu; sıkılıyorlar!.. hem de öyle belli bir süre doyum süreci yok on bilemedin on beş dakika. On beş dakikalık ilgiler.. Kalbim dayanmıyor gerçekten. Uzun soluklu felaketler yaşasın dünya diye yeni neferler mi üretiyoruz? Yoksa eskinin anlayamayacağı türden bir zekâ mı fışkıracak bu çalışmalardan emin olamıyorum. Şu var; zor iş, hele artık göze almak için bile geç. Çünkü ben sevdiğim bir çocukla geçirdiğim bir günden böylesi bir ders aldım. Kaldı altı gün. Hadi Aysu o kadar zor olamaz demeyin. Zor. (: “ ~ 26.07.2022 ~ 01:547 ~
Reklam
Dum Ka Ka
Gözlerini açtı, havadaydı. Daha önce hissetmediği kadar özgür. Rüzgâr da var ama hafiften. Sürüklüyor biraz, içgüdüsel bir hareket yaptı. Sarı siyah bir şeyler gürültülü bir şekilde ileri geri hareket etti hızlıca, çırpındı. Çırptı, evet kanat çırptı, kanatları vardı – havadaydı bir şekilde, böyle bir şey olacağını düşünmeliydi. Büyüklerdi,
Gün
Felsefe finalinden çıktım, o halde varım. Merdivenleri ikişer ikişer çıktım. Dışarıdayım. İçimde garip bir neşe mevcut. Halbuki felsefeyle az biraz da olsa haşır neşir olmamdan mütevellit buhranlar geçiriyor olmam gerekmez miydi? Gerekmezdi. Hem havanın serinleten soğukluğu olası buhranın harını dindirecek yumuşaklıkta. Belki de bu sebeptendir
al ömrümü senin olsun, koy ömrünün üzerine
'...seni beş dakika uzaktan olsun sahiden görebilmek için şu münasebetsiz hayatımın beş on senesini verirdim.”
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Benim yazdığım bir hikaye. Akvaryumdaki Balıklar "Hala bir iş bulamadın mı," diye sordu erkek kardeşi. "Hayır," cevabını verdi. Kısa süreli sıkıntılı bir suskunluk oldu devrisine. Rekabet ölümcüldü ama sıkıntı tek taraflıydı. Beriki, hayatın olağan akışına uygun bir şekilde ve sanki kardeşinin keyifsizliğinden haz
Reklam
683 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.