Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
insanoğlu; önce gülüşüne aşık olur gelir, ama sen değilsindir aslında gelme nedeni, kendinde olmayan gülüşünü kıskanmıştır, onu da alıp giderler, saf insanların kaderi...gülüşlerinden çok çabuk vazgeçerler...
"Fakat ben şimdi biliyorum ki hüküm veren biri yanılıp günaha da girebilir.Bu kayalıkların derinliklerinde benim verdiğim kararlarla acı çeken insanlar var.Acının ne demek olduğunu ben şimdi çok iyi anladım.İnsan her şeyin karşılığını vermek zorunda değil.Kralım,özgürlüğüne kavuşturun o insanları çünkü onların övgüleri beni
Reklam
VİCDAN NASIL DAĞLANIR
"İnsanlar artık Tanrı'dan korkmadıklarında, O'nun yasalarını hiç tereddüt etmeden ihlal ederler. Tanrı korkusu kaybolduğunda, bunun sonuçları caydırıcı olmaz." – A. W. TOZER Kutsal korkuyu kaybetmenin ilk işaretleri belirsizdir – o kadar belirsizdir ki, biraz daha odaklanmamız ve bu önemli noktayı detaylandırmamız gerekir.
Çok yükseğe çıkamam; bende yükseklik korkusu var. Kimseyi yarı yolda bırakamam; bende ‘alçaklıkkorkusu var. Hayatta silgim hep kalemimden önce bitti. Çünkü kendi doğrularımı yazacağım yere, tuttum başkalarının yanlışlarını sildim. Beklenen hep geç geliyor; geldiği zaman da insan başka yerlerde oluyor. Kimseye göstermem üzüntümü. Gündüz gülerim, geceleri yalnız ağlarım.
Oğuz Atay
Oğuz Atay
Benlik denilen şey, insan özünün kişiselleştirilip kelime anlamı ve bilinçaltı anlamı olarak çürümüş bir bencillik yansımasıdır. Özüne inmeye niyeti olan insan, önce ben sanrılarından arınmalıdır. O yüzden özlük başkadır, bencillik başka! biri resmin ta kendisi, biri yansımadır.
benlik, merkez olan ve düzeni sağlayan arketiptir. kişiliğin tümüdür.
Dört Arketip
Dört Arketip
bütün enerjiler karşıtların ürünleri olduğu gibi, ruhta da içsel kutuplaşma vardır. herakleitos'un uzun bir süre önce anladığı gibi, ruhun canlılığı için vazgeçilmez bir ögedir bu. hem kuramsal hem de işlevsel bağlamda, tüm canlıların yapısında kutuplaşma vardır. bu büyük güçle başa çıkacak olan, ancak binlerce yılda, o da sayısız koruyucu önlemlerle varlığı oluşabilen kırılgan benliktir.
Carl Gustav Jung
Carl Gustav Jung
Reklam
Zamana...
Zamanla yarıştığım bir geceden... Bazen bazı şeyler üst üste gelir. Zaman kısıtlı gelir o an insana. Gün 24 saatten fazla olsun ister.İşte o an işler sıkıştığında ya da zorlaştığında pes etmemek ama yavaşlamak gerek. Aynı anda birçok şeyi yapmaya çalışırken bir anda hiçbir şeyi yapamaz hale geliyor insan. Bunu sık sık yaşardım, bu kez maalesef o hiçbir şey yapamaz hale gelme kısmı biraz uzun sürdü ama hallolacak inşallah. Eğer yük fazla geldiyse (o yükleri kendi isteğimizle almış olsak bile) biraz azaltmak iyi gelebilir. Zaman bir müslüman için kıymetli. Beş şey gelmeden önce beş şeyin değerini iyi bil diyor efendimiz (s.a.v)ölümden önce hayatın, meşguliyetten önce boş zamanın kıymetini bilmek bunlardan biri. Kuranda üzerine yemin edilecek kadar kıymetli... Güzel değerlendirmemiz, doğru yaşamamız, doğru kullanmamız lazım. Tabi nefis bizimle beraber bunları söylemesi kolay uygulaması zor, bizler de insanız ve hayat her zaman planladığımız gibi akmayabiliyor. Gerçekten de hayat biz planlar kurarken başımıza gelenler sanırım. Hatalar yapıyoruz, bocalıyoruz. Her şey her zaman çok düzgün olmak zorunda da değil. Zamana bereket, ancak zamanı verenin yoluna harcamak ile kazanılırmış. Bu berekete talibiz. Rabbim ömrümüzü bereketlendirsin. Hayallerimizin çok daha ötesinde zamanlar geçirelim inşallah. Yeter ki yolumuz O'nun yolu olsun.
Hayatının dip noktasında olanların aydınlığa çıkması niyetiyle...
Hayat, benim için en hayırlı ve en mutlu olan hâle dönüşüyor. Bu yeni ve harika sürprizlerle dolu yıldız günlerim için teşekkür ederim. Ruhumdaki, zihnimdeki ve bedenimdeki her şey kalıcı bir şekilde pozitife dönüşüyor. Bunu sevgiyle kabul ediyorum. Uyandığım her günde, bir öncekinden daha mutlu ve daha enerjik oluyorum. İçimdeki iyilik ve
Bu güzel umutlarla başladığım hâlde, biraz okuduktan sonra karşımda hiçbir konuda aklı kullanmayan ve varlıkların nedenini birtakım gerçeklere bağlayacağına, havaya, Aither'e, suya ve başka tuhaf şeylere bağlayan bir insan çıktı. Bence bu durum, Sokrates'in her şeyi aklına danışarak yaptığını söyledikten sonra, yaptıklarını bedeninin kemik ve sinirden oluşmasıyla açıklamaya çalışan bir adamın durumuna benziyor. Kemikler katıdır ve birtakım bağlantı yerleri vasıtasıyla birbirleriyle bağlanırlar, oysa gerilip kasılma özelliğine sahip olan sinirler, kemikleri kaslarla ve hepsini çevreleyen deriyle birlikte sararlar. Kemikler eklemler içinde rahatlıkla hareket ederken, sinirler gerilip kasılarak örneğin bacaklarımı bükebilmemi sağlarlar. Bu yaklaşıma göre, şu anda burada oturmamın nedeni, daha önce bacaklarımı bükebilmiş olmamdır. Sizinle konuşmamı açıklayabilmek için de benzer şekilde akıl yürütür, gerçek nedenleri açıklamaktan kaçınarak ses, hava, gürültüve bunlara benzer binlerce neden gösterebilirim. Sokrates'in Savunması.
Düşündüm, ona bakarken. İnsan, insanın nesi oluyor? Umudu. - Selahattin Yusuf / Şafaktan Çok Önce
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.