Önceki salihler, bir hurma, bir soğan veya bir parça ekmek olsun hiç sadaka vermeden gün geçirmeyi hoş görmezlerdi. Çünkü Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)
الرجل في ظلّ صديقته حتّى يقضى بين الناس
"İnsanlar arasında hesap görülene kadar kişi sadakasının gölgesindedir" buyurmuştur. Diğer bir hadiste șöyle buyrulmuştur:
اتّقوا النار ولو بشقّ تمرة
"Yarım hurma sadaka ile de olsa kendinizi cehennem ateşinden koruyun."
~ İbrahim şöyle dedi : Şimdi gördünüz mü, o sizin ve önceki atalarınızın taptıklarını ? Hep onlar benim düşmanım. Ancak alemlerin Rabbi müstesna. O ( Allah ) ki beni yaratmıştır. Sonra da bana doğru yolu ( hidayeti ) o gösterir. O Allah ki beni O doyurur, O içirir. Hastalandığım vakit de bana O şifa verir. Ve O Allah ki beni öldürür, sonra beni yine diriltecektir. Ve O Allah ki ceza günü ben, O'nun günahlarımı af buyurmasını umuyorum. Ey Rabbim, bana bir hüküm ihsan et ve beni salihler zümresine kat. ~
Ebu’l Feth el Makdisi, Muhtasarul Hucce ala Tariki’l Mehacce adlı kitabında şöyle demiştir:
İbnu’l Mubarek (rahimehullah) şöyle demiştir: Mekke’de, Medine’de, Kufe’de, Basra’da, Mısır’da ve Horosan’da birçok insan gördüm. Onların tamamının Sünnet ve Cemaat üzere birleşmiş olduğunu gördün.
1- (Sünnet ve Cemaat ehli odur ki) Allah’tan başka ilah
Önceki salihler, ahirette elde edilecek ebedi nimetleri ele geçirmek için birbirleri ile tanışır ve kardeş olurlardı. Yoksa bunu geçici dünya menfaatleri için yapmazlardı. Bir alimin dediği gibi, kardeşliğin en faziletlisi, hiç bitmeyen muhabbet ve sürekli devam eden ülfettir; çünkü, Allah için kardeşlik ve sevgi, bir ameldir. Her amel, tam olması ve sevabının eksiksiz ele geçmesi için güzel bir şekilde tamamlamaya muhtaçtır. Eğer bu amel ahirete kadar gitmez, sohbet ve muhabbetin sonu güzel bir şekilde getirilmezse, kötü bir şekilde son bulur; bu durum önceki amelin sevabını da yok eder.