Saşıracaksınız ama maalesef doğru: Atatürk 1936-1938 yılları arasında, yen bir dil anlayışının heyecanlı takipçisi oldu. Bu veni dil tezini, Atatürk'e Dr. Kıvirgiç isimli bir Avusturyalı telkin etti. Kıvırgiç, Yakup Kadri'nin bana anlattığına göre Atatürk'ün şoven yapısını bildiği için, yeni bir nazariyeyle Türkiye'ye geldi. Dr. Kıvırgiç'ı Atatürk'e Yakup Kadri çıkardı. Kıvirgıç Atatürk'e, kendi görüşlerini şöyle anlattı:
- Efendim, ilk insan güneşi gördüğü zaman ağızından ilk defa (A) sesli harfini çıkardı. Sonra çeşitli tabiat hadiseleri karşısında o-ö, u-ü, 1-i ve e sesli harflerini telaffuz etti. Mesela ilk insan merakını gidermek, bir konuyu öğrenmek için "e" dedi, uzaklık duygusunu ifade etmek için uuu sesli harfini çıkardı. Bir canavar gördüğünde "ooo!" dedi. Sonra Türkçe'deki diğer sesli harfleri kullandı. İlk insanın yine ilk hecesi AĞ oldu. AĞ aynı zamanda Güneş demektir. İlk insan Türk'tür. İlk lisan Türkçe'dir. Dünyanın bütün dilleri Türkçe'den doğmuştur!
Atatürk bu nazariyeye heyecanla sarıldı. Ve çevresindekilere emir verdi: 'Bütün dünya dillerinin Türkçe'den doğduğuna dair eser yazacaksınız!' dedi. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'ne Güneş-Dil Teorisine Göre Dil Tetkikleri' dersleri konuldu. Prof. H. Reşit Tankut, Atatürk'ün ölümüne kadar bu dersleri okuttu. Arapça'nın ve İngilizce'nin Türkçe'den doğduğuna dair kitap yazan ilim adamlarımız oldu. İsmet İnönü Cumhurbaşkanı seçildikten sonra bu yanlış nazariyenin Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde okutulmasını yasakladı (1940).
#YavuzBülentBâkiler, Tabuları Yıkmak
Yakın Plan Yayınları, 5.Baskı: 2011, syf: 69