Keşke Çanakkale Geçilseydi!
Çanakkale Savaşı’nın, daha doğrusu Çanakkale Deniz Savaşları Zaferi’nin üzerinden 105 yıl geçti, 106’sını kutladık… Kara savaşlarıyla birlikte, halkımızın gurur kaynaklarından birisi Çanakkale Zaferi’miz. Emperyalizmi, onca yoksulluk içinde dünyanın en güçlü ordularını bir süreliğine de olsa yendiğimiz, on binlerce şehit verdiğimiz bir ulu
YAHYÂ KEMAL'E DAİR ITRÎ’nin notayla, Sinan’ın taşla yaptığını kelime ile yapan insana Yahyâ Kemal derler. Yahyâ Kemal, birçok büyük şairlere ilham kaynağı olmuş olan iki devrin nostalji içinde ömrünü tüketmiş ve şiirini örmüş adamdır. Zaman içinde nostalji, mekân içinde nostalji: Ya bugünün burukluğu ve çoraklığı içinde eski akın ve fetih
Reklam
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
'ın İslâm Hakkındaki Görüşleri: yaratıcı konusunda " Yobazlık bir fikir müstehasesidir " kitabında şöyle diyor: " tanrı insan idraki dışındadır." (yobazlık bir fikir müstehasesidir - ötüken, 1970, sayı: 11 ) görülen o ki bu sözüyle "tanrı yoktur" demiyor. agnostik bir bakış açısıyla "tanrı
Yavuz Sultan Selim ne kadar Eş’arî getirdi?
Yavuz Sultan Selim Han’ın Mısır’ın fethinden dönerken yanında Eş’arî âlimlerle İstanbul’a geldiği anlatılıyor. Uydurulan bu vaka, Osmanlının Eş’arîleştiği ve böylece de bilimin durduğu iddiası için delil olarak kullanılıyor. Tabii ki bu da işin bir başka garabeti. Biz buna mantıkta “arabayı atın önüne koşmak” diyoruz... Güzel bir
Her zaman dediğim gibi yine diyorum ; ve tarihi bilen herkes iyi bilir: Bizim geri kalmamızın sebebi din değildir, asla ve kataa! Aslında dinden Uzaklaşan teba-i alî-i Osmanlının; gerek yönetim gerek toplumda sistem, düzen ve asayişin bozulmasından ve Avrupa'nın bilim ile üstün hale gelmesidir. Herkes bilir ki Osmanlı pek şanlı idi. O zaman da İslam vardı. Eğer sebeb din ise Osmanlının hiçbir zaman şanlı olmaması gerekirdi. Yine biz ortaçağda Bağdatta, yahut Şam'da, yahut Kudüs'te yahut Endülüs'te altın çağımızı yaşarken, İbn-i Farabilerle, İbn-i Rüşdler, İbn-i Sinalar, İbn-i Haldunlar, Gazaliler, Bakiler, Fuzuliler, Mevlanalar, Yunus Emreler ve dahi sayısını bilmediğim niceleri var ikende biz müslümandık. Unutulmamalıdır ki Batı; haçlı seferleri ile bizden aldığı kendi tarihi yunanlıların ve onun üstüne koyduğumuz ; matematik, tıp, felsefe ve ilimler ile ortaçağ karanlığını atlatarak, aydınlama ve rönesansı yaşayabilmiştir. Tarihi bilen bunu pek kati bilir. İbn-i Haldunun teorisi ile sabittir ki her medeniyet bir insan gibi doğar, büyür, ölür. Onların medeniyeti yükselmeye başlarken bizimkisi ölmeye yüz tutuyordu. Tüm geri kalmışlığımız işte bundandır. Fernand Braudel Uygarlıkların Grameri kitabında dediği gibi: İslam medeniyeti henüz ve tam anlamıyla ölmedi. Sadece uykuya çekildi. Uykudan uyanıp, yeni bir dirilişin ümidi ile... A.A.
Vaktiyle bir Atsız varmış var olsun
HÜSEYİN NİHAL ATSIZ HAYATI 12 Ocak 1905 - 11 Aralık 1975 Hüseyin Nihal Atsız Bey'in babası, Gümüşhane ilinin Dorul ilçesinin Midi köyünden 'Çiftçioğulları' ailesine mensup (Deniz Makina Önyüzbaşısı) Hüseyin Ağa´nın oğlu (Deniz Güverte Binbaşı) Mehmet Nail Bey olup; annesi ise, Trabzon'un kadıoğulları ailesinden (Deniz Yarbayı) Osman Fevzi Bey´in
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.