Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
68 syf.
9/10 puan verdi
İslam Dirilişinde Avrupa'nın Durumu Avrupa doğdu ve kabul görmeyi bekledi. Fakat ölüm uykusundaki Asya ve henüz varoluş sınavını vermemiş Afrika ona istediğini vermedi. Nihayetinde her eser bir yankı isterdi. Avrupa'nın vermediği bu yankı onu gürültülü bir sona hazırlıyordu ancak tek başına gitmek niyetinde değildi. Asya ve
İslamın Dirilişi
İslamın DirilişiSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20219,6bin okunma
16312 Pdf Var, Pdf okuyan varsa İstediği kitabı indirip atabilirim
1917 Sovyet Devrimi Cilt 1 Gorki vd. Evrensel Basım Yayın.pdf 5,5 MB Kütüphane 1 1917 Sovyet Devrimi Cilt 2 Gorki vd. Evrensel Basım Yayın.pdf 5,7 MB Kütüphane 1 3. Enternasyonal'de Faşizm Üzerine Tartışmalar Belgeler I Dönüşüm Yayınları.pdf 4,1 MB Kütüphane 1 3. Enternasyonal'de Faşizm Üzerine Tartışmalar Belgeler II Dönüşüm Yayınları.pdf 5,2
Reklam
KİTAP LİSTESİ AD YAYINLARI Feministlere Masallar - Maeve Binchy
Ankara-Moskova ilişkilerinde en büyük sorunu yaratan pürüz, Kemalist önderliğin Batı'yla ilişkilerinde tutarlı bir antiemperyalist pozisyonu benimsemekten ısrarla kaçınması olmuştur.
Sayfa 183 - Milli Mücadelede emperyalizm ve Batı'yla ilişkilerKitabı okuyor
İlk sultanlar görece sade bir hayat süren ve en azından yönetici sınıfın üyeleri için erişilebilir olan şahsiyetlerdi. 1453'ten sonra herkesten üstün, erişilmez, ulu bir padişah anlayışı yerleşirken, padişahın şahsı ve şahsiyeti 1550-1650 arası dönemde önemini yitirdi.
Sayfa 32 - Başlangıç NağmesiKitabı okuyor
Mustafa Kemal, Erzurum ve Sivas Kongreleri sırasında ve sonrasında Kürt ileri gelenlerinden çok sayıda kişiye mektuplar yazarak, mücadelenin Kürtlerle Türklerin ortak mücadelesi olduğunu, İslam memleketinin düşman çizmesi altında kalmaması için savaştıklarını belirtmiş, asli unsurlardan biri olarak Kürtlerin 'ırki, içtimai ve coğrafi haklarının' gerçekleştirileceği güvencesini vermiş, zaman zaman da 'Kürtlere özerklik' projesinden söz etmişti.
Sayfa 169 - Milli Mücadelede Kürt MeselesiKitabı okuyor
Reklam
Bugün, Ermenilerin 1915'te yaşanan tehcir ve katliamı adlandırmak için kullandığı 'Medz Yeğern' kavramı genellikle 'Büyük Felaket' diye tercüme edilse de aslında doğal bir felaketten ziyade insan eliyle yaratılan bir belaya, yani bir suça işaret eder. Gerçekten de Ermeni tehciri kararı ve sonrasında yaşananlar, Osmanlı Devleti'nin Ermeni vatandaşlarına karşı işlemiş olduğu büyük bir suçtur. 'Büyük Felaket', esasen ekonomik kökenli etnik gerginliklerin yaşandığı bir ülkede yeni yaşanmış bir savaş travmasını atlatmadan savaşa giren alarmist bir rejimin savaş koşullarında kendi vatandaşlarını iç düşman olarak görmesinin ne denli korkunç sonuçları olabileceğini gösterir. 'Büyük Suç', Anadolu Ermeniliğinin neredeyse yok olmasına neden olmuş, yaşanılan sayısız kişisel acıya ek olarak Anadolu'nun demografik yapısı geri döndürülemez biçimde dönüştürülmüştür.
Sayfa 158 - 1915: 'Büyük Felaket' / 'Büyük Suç'Kitabı okuyor
[...] 1917 Bolşevik Devrimi'nin de etkisiyle sosyalist fikirler Anadolu'da çok popüler hale gelmişti. Çerkez Ethem-Yeşil Ordu örneğinde olduğu gibi bu popülerlik zaman zaman kitleselliğe de dönüşüyordu. Ancak bağımsız hareket eden diğer gruplar gibi sol muhalefet de Kemalistler tarafından tasfiye edildi.
Sayfa 99 - Burjuva Devriminin ve Savaşın Belirsiz SınırlarındaKitabı okuyor
Mustafa Suphi ve Yoldaşlarının Katli
[...] Mustafa Kemal, Suphi ve beraberindekileri Ankara'da istemediğini Karabekir'e kesin olarak iletti. Kars'ta resmi törenle karşılanan grup, daha önce planlandığı gibi Ankara'ya değil Erzurum'a yönlendirildi. Bunun üzerine Karabekir ve Erzurum valisi Hamit Bey, heyete karşı bir 'halk tepkisi' tezgâhlayarak yolculuk güzergâhlarında çeşitli hakaret ve saldırılara uğramalarını sağladı. İkili bir yandan güzergâhtaki yerlerin mülki amirlerine heyete kalacak yer ve yiyecek verilmemesi konusunda emirler gönderiyor, bir yandan da Suphi'ye güvenlik konusunda güvence veriyordu. Suphi ve beraberindekiler, ('Onbeşler') son olarak 28 Ocak gecesi Trabzon'dan bir tekneye bindirildiler. Daha sonra onlara yaklaşan ikinci bir teknedeki tetikçi kayıkçılar kâhyası Yahya tarafından öldürülüp Karadeniz'e atıldılar. 15'lerin katliyle ilgili olarak şimdiye kadar farklı iddialar ileri sürülmüş, olaydan Ankara hükûmetinin, Bolşevik yönetiminin, İttihatçıların ya da şahsen Yahya Kahya'nın sorumlu olduğu söylenmiştir. İttihatçıların sorumluluğuna dair iddialar ciddiye alınabilecek türden olsa da, suikast büyük olasılıkla Ankara hükûmeti tarafından düzenlenmişti.
Sayfa 186 - Mustafa SuphiKitabı okuyor
Öyle anlaşılıyor ki Ermenileri bir iç düşman olarak belirleyen troyka rejimi, imparatorluğun özellikle merkezî bölgelerinde onların oranını 'kabul edilebilir' bir düzeye indirmeye karar vermişti. Bunu tehcir yoluyla yapmaya karar vermiş olsa da, savaş şartlarında ve etnik gruplar arasındaki gerilimin bunca arttığı bir ortamda tehcir edilen Ermenilerin kamplara sağlam olarak ulaşması pek de akla yatkın olmayan bir olasılıktı. Dahası Ankara, Kütahya gibi Rusya cephesinden çok uzak yerlerdeki Ermenilerin bile tehcir edilmesi, tehcir edilecek Ermenilerin kapsamının sürekli genişletilmesi, üstelik tehcir edilenlerin mallarının apar topar satılması, hükûmetin niyetinin cephe güvenliğiyle alakalı bir geçici tedbir almak olamayacağını açıkça gösterir.
Sayfa 157 - Burjuva Devriminin ve Savaşın Belirsiz SınırlarındaKitabı okuyor
Reklam
1876-82 arasındaki geçiş dönemini takiben Abdulhamit baskıcı politikalarını hızla uygulamaya başladı. Siyasal liberalizme ve meşruti monarşiye düşman olan sultan, nazırlar ve bürokrasi üzerinde sıkı bir şahsi kontrol mekanizması oluşturdu. Taşrayla ilişkisinde merkeziyetçi politikalar izledi. Basın çok koyu bir sansür altındaydı; büyük ve kapsamlı bir jurnalci ağı kurulmuştu. Muhalefete hiç tolerans gösterilmedi ve anayasacı muhalifler büyük ölçüde sürgüne gitmeye zorlandı.
Sayfa 79 - Kapitalistleşme ve Merkezileşme KavşağındaKitabı okuyor
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.