Bu Afrika cehenneminde karşınıza müthiş gün batımları çıkıyordu. Kaçışı yoktu bunun. Her seferinde güneşin dehşetengiz katli gibi trajik. Koca bir şike. Ne var ki tek bir insanın kaldıramayacağı kadar büyük bir hayranlıktı bu. Gökyüzü bir saat boyunca bir uçtan öteki uca lal renginden başlayıp çılgınlığa saçılarak gösteriş yapıyordu, sonra da ağaçların arasından yeşil fışkırıyordu ve yerden ilk yıldızlara kadar titrek çizgiler halinde yükseliyordu. Bundan sonra tüm ufku yeniden gri ele geçiriyordu ve sonra da yine kırmızı, ama bu kez yorgun bir kırmızıydı bu ve zaten uzun da sürmüyordu. Böyle bitiyordu. Tüm renkler paçavraya dönmüş olarak, pörsümüş, ormanın üstüne dökülüyordu yüzüncü gösteriden sonra yıpranmış görkemli sahne kıyafetleri gibi. Her gün tam saat altıda olup bitiyordu bunlar. Ve işte o zaman tüm canavarlarıyla birlikte gece devreye giriyordu, binlerce ve binlerce kurbağa suratlı gümbürtüsüyle. Orman, tüm derinliklerinden titremeye, tıslamaya, böğürmeye başlamak için bir tek onların bu işaretini bekliyordu. Dev ve ışıksız bir âşıklar istasyonu, tıka basa dolu. Ağaçlar dolusu canlı şölenlerle, koparılıp atılmış ereksiyonlarla, dehşetle yüklü. Barakada birbirimizin sesini duyamaz hale gelmiştik. Arkadaşımın beni anlayabilmesi için artık benim de masanın bir ucundan ötekine bir kukumav kuşu gibi bağırmam gerekiyordu. Tam bana göreydi, sen misin kırsal yaşamdan hoşlanmayan.
"Kendimi savunmam bekle­nen dünyadan kaçmak geliyor içimden."
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Ben bir şeyin taklidiydim, ama neyin taklidi olduğumu unutmuştum."
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"En güzel saatim alıştığım en eskimiş saatimdir."
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Artık neden-sonuç ilişkilerini çok kolay kuramadığımız bir dünya."
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Bizi tamamlayacak -ötekini- ararız"
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.