Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
En zor, en umutsuz zamanlarda da olsa insan; bir şekilde bir yerlerde kolaylık olduğuna iman ettim. Belki biraz fark etmeye çalışmak yetiyor. Bahsetmek istediğim "bağnazca edilen her hale şükür" değil. Ama sürekli ve sadece edilen şikayetler, insanın ruhunu lekeliyor. Zoru daha da zorlaştırıyor. Bazen konuşmak rahatlatır insanı ama
Yakamoz& Papatya [1-8] hepsini okumak isteyenlere...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
Reklam
Bakış açısı öyle bir şeydir ki bazen saçma denilen anlamlı gelir, anlam yüklenenin değeri eksilir... Bilhassa, insan da insana ait olan da daima değişir🍂
Sevgi şifadır...
"Sevgi sözcüğünde öyle çok anlamlı, canlandırıcı, belleğe, umuda hitap eden bir şey vardır ki, en düşük zeka ve en soğuk yürek bile bu sözcüğün pırıltısından bir şeyler hisseder."
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
öyle ya, hangi ressam o anlamlı gözlerin hakkını verebilir ki?
Papatya yakamoz-5
Günler, haftalar, aylar geçiyor, zaman su misali akıp gidiyordu. Yakamoz, kalbindeki sızıyı bir türlü dindiremiyordu. Kendinden kaçıyor, çevresinden kaçıyor, kendini kaybettiği bu şehirde Papatyasını arıyordu. Bir türlü bastıramıyordu içindeki yarayı. Hoş, bu yaranın tek ilacı da zaten papatyaydı, gerisi onu unutması için birer uyuşturucuydu. Çok değişmişti Yakamoz. Sevda onu çok değiştirmişti. Eski sert, ketum Yakamoz yerini yumuşak ve duygusal bir adama bırakmıştı. Eskiden çiçekleri ezer geçerdi, şimdi basmamak için tek tek yürür hale gelmişti. Eskiden gözyaşı bilmezdi, şimdi ise kurumazdı gözlerinin nemi... İnsan sevince güzelleşir diye boşuna dememişler, bunu çok iyi anladı Yakamoz. Çoğu zaman gökyüzüne bakıyor: 'Ne zaman geleceksin masum meleğim?' diye ağlıyordu Öyle bir sevmişti ki, bu bağlılık ya onu papatyaya kavuşturacak ya da yalnız başına ölecekti. Geceler daha anlamlı gelmeye başlamıştı Yakamoz'a. Artık her şeyde bir mana görüyordu, nereye baksa, ne dinlese, her şey Papatyayı anımsatıyordu. 'Ah,' dedi Yakamoz, 'dertli Yakamoz, bu kadar sevgiyi kaldırır mı hiç Yüreğin? bu kadar hasreti kaldırır mı Gökyüzü en iyisi hiç düşünmemekti, mümkünse tabii...
Reklam
İnsan, vâr olmak için çalar hiçliğin kapısını. Hani, her şey zıddıyla mânâsına erişir ya işte öyle, insan dahi yitmek işin değil bitmek için değil gitmek için değil vâr olmak için yaşar. Yaşar da ömür heybesine hem yıl yaşını hem göz yaşını doldurur. Doldurur ki hem biriktirmiş de olur bir minvalde. Zira ders almak, farkına varmak, hakikate ermek için şöyle bir geriye dönüp bakmak gerekir. Bundan mütevellit, insan, ölmek için yaşar. Ölümü kazanmak, ölümü anlamlı kılmak, ölümü var kılmak, ölümle vâr olmak için yaşar. İsmi de cismi de silinse, kalmasa da hiçbir şey geriye, hoş bir sadâ bırakabilişse ardında, işte orada, bir ölümsüzlük filizleniverir, vâr oluş ırmağının kenarında. Sürç-i lisân etmişsek affola.
Ebrar 2126
Ebruar kavramını veya Ebruarı bunların nasıl kimseler olduklarını el alacağız, konuşmaya çalışacağız Ebruar her ne kadar Türkçe'ye bir isim olarak geçmişse de aslında Arapça eril bir çoğul yani Ebruar iyiler demek Bu kekili bunun Ber veya Ber ayette geçtiği üzere Cenab-ı Hak Hz. Yahya için o Ber ile bir valideyhi Olem yakın Cebber'in
Eskiden zekanın en önemlisi olduğunu düşünüyordum sonra fark ettim ki karakter, merhamet veya empati eksik olunca zeka çok yetersiz veya tehlikeli olabiliyor. Bu yüzden tek bir şey hiçbir zaman tek başına yeterli ve anlamlı olmayabilir. Ne ile birleştiği önemli, öyle şekilleniyor.
Vefat, en Anlamlı kelimelerden biri
Arapça vefa ile aynı köktendir ve sözünü tutmak, borcunu ödemek demektir. İnsan dünyaya geldiğinde ömür emanetini taşır ve öldüğünde sözünü tutup emaneti teslim etmiş olur. Ne mutlu borcunu tertemiz ödeyenlere.. Ölüm En Güzel Bahanesidir Ayrılığın, Ne giden suçlanır,Ne kalan umutlanır "Ölüm En Güzel Bahanesidir Ayrılığın, Ne giden suçlanır, Ne kalan umutlanır" Dünyadan Göç etme Anında pişmanlık duyulmayan bir ömür; zekice, dinamik ve verimli geçirilmiş bir hayat... - Ne kadar büyük bir zafer! Ya, Rabbim bana öyle bir ömür sürmeyi nasip et,ki son anımda, son demimde ömrümü düşündüğüm zaman pişmanlık duymayayım.
Reklam
Eskiden zekanın en önemlisi olduğunu düşünüyordum sonra fark ettim ki karakter, merhamet veya empati eksik olunca zeka çok yetersiz veya tehlikeli olabiliyor. Bu yüzden tek bir şey hiçbir zaman tek başına yeterli ve anlamlı olmayabilir. Ne ile birleştiği önemli, öyle şekilleniyor.
Eskiden zekanın en önemlisi olduğunu düşünüyordum sonra fark ettim ki karakter, merhamet veya empati eksik olunca zeka çok yetersiz veya tehlikeli olabiliyor. Bu yüzden tek bir şey hiçbir zaman tek başına yeterli ve anlamlı olmayabilir. Ne ile birleştiği önemli, öyle şekilleniyor.
UZAYLI KOCAKARI (Ursula K. Le Guin - 1976) Menapoz, akla gelebilecek en cazibesiz konu herhalde; bu da ilginç, çünkü menopoz hâlâ bir tür tabu kırıntısına sahip olan pek az konudan biri. Menopozdan ciddi bir biçimde söz etmek, genellikle huzursuz bir sessizlikle karşılanır; alaycı bir atıf ise rahatlamış kıkırdamalarla. Sessizlik ve kıkırdama;
1.175 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.