Profesyonel fotoğraf makinemden çektiğim son fotoğrafa bakıyorum; İstanbul anılarıma ait bir fotoğraf. Ancak şu anda makinemde yok. Makinenin SD kartında 3000 fotoğraftan sadece 159 fotoğrafım kalmış. Çünkü SD kartlar zamanla -öylesine- bozulup fotoğraf silebiliyor-muş. Bozulmalarında birçok faktör etkiliymiş; ama bana ait cihazın ya da ekipmanın bozulması o kadar zor bir olaydır ki… Bu zamana kadar böyle bir sorun yaşamamıştım: Mühendislik ruhu. ⚙️👩🏻💻 Bunu yaşamak beni çok sinirlendirdi. Çünkü fotoğraflarımın hepsinin makinemde, SD kart içinde olması benim için çok önemliydi. Bu kartlar bozulduğunda; sondan başlayıp başa doğru fotoğrafları teker teker siliyor, bazı programlarla fotoğraflar belki birazcık kurtarılıyor, bu durum SD kart biçimine göre değişiyor. Başıma böyle bir olay gelmişken, ‘bu bir fırsat,’ dedim ve fotoğrafları kurtarma programlarından öne çıkanları inceledim; ama beklediğim performansı alamadım. SD kartlara bakınca artık aynen şöyle diyorum: ‘Ben böyle bir sorun yaratan ürün geliştirip piyasaya sürseydim, kesin çok utanırdım.’ Çünkü insanın anılarını silen ya da sıfırlayan bir teknoloji, sadece utanç kaynağı olabilir. 🫣