Savaş insanların hayatını, vatanını, yakınlarını çalan acımasız bir hırsızdır. Carla'nın ailesini ondan çalan da savaşdır. Yugoslavia iç savaşı sırasında, daha 12 yaşındayken ailesi ile beraber Bosna'da Şeytan Tepesi denilen tecavüz kampına kapatılmış, ordakı işkencelere, tecavüzlere tanık olmuş ve hayatta kalmayı başarmış.
Olayların yaşattığı travma sonuncu çocukluk anılarını unutarak hayatına devam etmektedir. Ama kaderin ona ne tür oyunlar kurduğundan habersizdir. Bir gün kocası öldürülür ve Carla onun katillerini ararken tüm geçmişi ile yüzleşmek zorunda kalır.
Annesi Lana'nın günlüğünü okuduğu zaman okur savaşın insanlara yaşattığı dehşetlerle yüz yüze kalıyor. Tecavüz kamplarında yaşananlar tüylerinizin diken diken olmasına sebep oluyor. Nazilerin toplama kamplarında yaptıkları katliam tüm dünya tarafından lanetlenmişken 50 yıl sonra tüm dünyanın gözü önünde Bosna'da yeni bir katliam gerçekleşti.
Ve tabii yine de binlerce masum insanın hayatı çalındı.
Tarihi gerçeklere dayanan bu kitabı sevdim, savaş konusu hep dikkatimi çekmiştir, ama polisiye ve gerilim severler de beğenir bence