Nedir ki zaten mülk, yarın ihtiyacım olur korkusuyla taşıdığın yükten başka?
Ne getirebilir ki yarın kutsal şehre giden hacıların peşinde kemiklerini izi sürülmez kumlara gömen kurnaz köpeğe?
Ve ihtiyaç duyulan korkunun kendisi bir ihtiyaç değil midir?
Kuyun ağzına kadar doluyken susuz kalmaktan korkmak, iflah olmaz bir susuzluktan başka nedir?