Şiirin en içten betimlemelerinden oluşan olağan üstü bir dil kullanarak ustaca bir ahenkle ve kendine has üslubuyla okurken oldukça keyif alacağınız bir kitap yazarımıza başarılar diliyorum.
Siyah KuşlarÖzgür Mercan · Kutlu Yayınevi · 20193 okunma
Parayı özgür olma ümidiyle çalmışlardı, farkına varıyorlar ki tamamıyla ona tutsak olmuşlar.Para onlara ağır geliyor. Tıpkı kaçan aşıkların hemen ertesi gün pişman olması gibi.
William Golding / Sineklerin Tanrısı
William Golding 1911 yılında İngiltere’de doğdu. Önce fen bilimleri sonra da İngiliz edebiyatı okuyarak Oxford üniversitesi’nde eğitim gördü. İkinci dünya savaşı’ndan önce ve sonra uzun süre öğretmen olarak çalıştı. Savaşta deniz eri oldu müttefiklerin Normandiya çıkarmasına ve daha pek çok çarpışmaya
Owen için her zaman en çok istedim şey, hatta Effie için de öyle, kendi tercih ettikleri hataları yapma konusunda özgür hissetmeleri ve asla, eğer mümkünse, diğer insanlar tarafından yönlendirilmemeleri.
Aile nedir diye sorsam bir çoğunuzun cevabı muhtemelen aynı olacaktır. Aile mutluluktur, özlem ve huzurdur, sığınağımızdır ve güven duyduğumuz yerdir. Peki ailede birinin eksikliğini hissedersek ne olur? Mutsuz oluruz, bir yanımız ne kadar güçlü ve dik olsa da yalnız oluruz, kendimizi yetersiz hissederiz. Mercan, babasını çok seviyor fakat bir gün aniden eşyalarını toplayıp gidiyor babası. Yıllarca baba özlemi tütüyor burnunda. Baba özlemiyle yanıyor buram buram. Özgür ise farklı bir mesleği seçtiği için babası ona sırt çevirmiş. Baba sevgisinden yoksun kalmış. Kader bu ya, baba sevgisini Mercan'in babasında buluyor Özgür. Yıllar birbirini kovalıyor. İki yaralı gönül buluşuyor. Ortak sorunları babaları.
Babamı çok erken yaşta kaybettiğim için mi bilinmez kitap beni derinden etkiledi. Yazar, gündelik hayatımızda önemsiz bulduğumuz veya farkında olmadığımız birçok duyguyu ve davranışları tespit edip onlara büyüteç tutmuş. Abartmadan, dramatize etmeden anlatmış her şeyi. Ben çok çok beğendim. Kitabı elinize aldığınız an aklınız hiçbir yere kaymıyor, direkt kitaba odaklanıyorsunuz. Kitabın kapağını kapayınca da geriye konudan ziyade hisler ve düşünceler kalıyor. Yazarın ilk romanı olan Balık Tutan Şaşı Kedi Sokağı'nda kitabını da zevkle okumuştum bunu da aynı zevkle okudum. Kesinlikle tavsiyemdir
İslam'ın cennet tasarımı açık bir çelişki içerir: Kadınların cennete girmesi, mümin oldukları için doğrudan, müminlerin zevceleri oldukları için de dolaylı olarak güvence altına alındığı halde, cennet mekânı, yalnızca erkekleri mutlu edecek biçimde düzenlenir. Ayrıca, sonsuza dek güzel, genç ve bakire kalacak cinsel bir eşin, yani hurinin varlığı,
Küçük yaşlarda öğretilmesinin savunulduğu “hazzı erteleme”nin aksi durumdaki sonuçlarını 108 sayfalık kitapta dolu dolu görüyoruz.
Özellikle 0-6 yaşta şekillenen kişiliğimiz hazzı ertelemeyi , belli bir sınır içinde özgür olmayı, tüketimin de sınırlı olduğu, gerektiğinde “tasarruf “ a başvurmayı içselleştirdiğinde, çoğunlukla ve belki de sadece tüketmeye meyilli bireylerin ve toplumun artmasını engellemektedir. Çünkü bu kazanımlar sayesinde dünya daha yaşanabilir veeşitsizliklerin olmadığı toplumlar bütünlüğüne ulaşılabilir.
Örneğin ödev yapmayı sevmeyen öğrencileri ele alalım. İlkokula kadar bu kadar sistematik olmayan bir süreç geçirirler. 6 yaşında sistemli bir düzene adapte olmayı, sorumluluk almayı , sorumluluk için hazzı ertelemeyi yönetmeye çalışırlar. Düşününüz ki bu kazanımları elde edemeyen birey okul hayatında ödev yapmazken, yetişkinliğinde tüketime daha fazla tüketmeye alışkanlık kazanır. Nihayetinde geçici MUTLULUKLAR ile geçen bir ömür geçirmeye mahkum olur.
Kitap ilk 4 bölümüyle , politik, varoluş, etik ve psikolojik açıdan değerlendirme sunuyor. Kapitalist sistemin bireysel ve toplumsal davranışlarına etkisinin kritiğini örneklerle açıklıyor. Son bölümde de öneriler sunuluyor.
Kitabın en sarsıcı cümlesi genel bir kanaat oluşturmanıza yardımcıolacaktır :
“ BİR ŞEYE TUTUNABİLMEK İÇİN BİR DİĞERİNDEN FERAGAT ETMEK ŞARTTIR. “
Madem bu yaşamda insanların yaşadıklarıyla ilgili seçme şansı yoktu, madem sadece kendilerine biçileni yaşıyorlardı, burada ya da öteki dünyada neden cezalandırılıyorlardı?