Kalp arındığında yumuşar, yumuşayınca parıldar, parıldayınca tadar, tadınca canlanır, canlanınca özlem duyar, özlem duyunca çabalar, çabaladığında ise üzerine cennet rüzgarları eser!
Portakal çiçeklerinin olduğu ki çokça mutfağın düzeniyle uyumlu, düşlerle uyumlu bir masa örtüsünün üzerine dirseğimi dayamış düşünüyorum.. ahşap bir sandalye, anneanne zamanından kalmış, yorgunluğuma ve onun ağırlığına eşlik eden.. ne emektardır o ki annemin benim yaşlarımdaki zamanından bununla birlikte 3 adet daha kalmış, bir aileyi simgeler gibi.. ne çok manayı içerir aynı zamanda 4.. Kazağımı, ellerimin bunca soğuk olmasına ve aslında hiç üşümeyişime rağmen alabildiğince uzatıyorum ve beyaz ellerimi izliyorum.. öyle ya ellerin yaratılışta hep bir sanatsal yapısı olduğuna inandım, zamanla ise estetik değerden çok daha fazlası olduğuna.. bir işçinin elleri mesela ya da bir madencinin ve en acılısı sanırım daha ufacıkken tüm bu olgunluk ve yaşanmışlıklara sahip olan çocuk elleri.. tarifi olmayan.. Ellerime bakıyorum, büyüyen bir kadının elleri, bana ait ve değil gibi.. ellerim, o çocuk ve insanlar içinde hangisi?.. Bir gece daha ve bir gün daha uyuyor gecenin ellerinde.. bu yüzden dingin, sessiz, dinlendirici.. gece tüm yükü yüreğine alıp günü, bizleri uyutuyor en candan bir İyi gecelerle.. Portakal çiçekli bir masa örtüsünden dirseğimi çekip, yükümü azaltıp geceyi dinliyorum.. Gözlerime bakan, gözlerine baktığım geceyi.. Sevgi ve şevkatle.. özlem :) soundcloud.com/ferhat-kocaba/m...
Reklam
Değerli 1K Okurları! Yaklaşık 1 ay önce bir etkinlik düzenlemiştik; İslam Düşüncesi Üzerine Kitap İncelemelerİ. Bu bağlamda İnceleme yapan arkadaşların iletilerini ayrı zaman dilimlerinde paylaştım. Şu an hepsini bir araya getirdim ve sizlerle paylaşmak istiyorum tekrardan:))) Öncelikle; İnceleme zahmetinde bulunup da değerli vakitlerini
Deniz Gezmiş
...İddianameye karşı diyeceklerim mevcuttur. İddianame kelle istemek için hazırlanmıştır. Yapılan tahliller yanlıştır, hatalıdır, değerlendirmeler keza isabetsizdir. Yalnız, biz varlığımızı hiçbir karşılık beklemeden esasen Türk halkına armağan etmiş bulunuyoruz. Türk halkı ve devletin bağımsızlığına armağan etmiş bulunmaktayız. Bu sebeple ölümden çekinmiyoruz. Biz hiçbir zaman bütün çabamıza rağmen Türkiye'nin bağımsızlığını temin edemedik. Bugüne kadar da bu özlem içinde kaldık. İddianamede geçen ve bana atfedilen hükümleri kabul etmiyorum. Ben silahımı halka, orduya karşı kullanmadım. Ancak vatan hainlerine karşı kullanmak maksadıyla taşıdım ve 'halka ve orduya karşı kullanırım' şeklinde beyanda bulunmadım. Öteden beri arzetmiş olduğum gibi bu ülkede anayasayı en fazla savunanlar bizleriz. Anayasa'yı ihlal edenlerse ortadadır. Anayasa'nın uygulanmasını isteyen gene bizleriz. Anayasa'yı uygulamayan yavuz kimseler de hâlâ ortadadır. Yine o kişiler bizim kellemizi istemektedirler. İddia makamı bizim vermekte olduğumuz bağımsızlık savaşına karşıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin hukukuna karşı, reformlara karşıdır. Onlar 36 milyonluk ülkenin bütün yükünü 20 gencin üzerine yıkmaya çalışmışlardır. Bizi bağımsız bir ülkenin çocukları olmaktan mahrum eden hepiniz dahil sizlersiniz. Ve sonunda idam isteğiyle buraya getirildik, Türkiye'nin bağımsızlığından başka hiçbir şey istemedik ve hayatımızı bu yola koyduk. Varlığımızı Türkiye halkına armağan ettik, bunun aksini iddia edenler vatan hainidir.
Büyük özlem üzerine
“Her ağlayış bir sızlanma ve her sızlanış bir suçlama değil midir?
Böyle Buyurdu Zerdüşt
Böyle Buyurdu Zerdüşt
Kadın Çalışmalarında yararlanılabilecek kaynaklara ilişkin yaptığım araştırmada Ankara Üniversitesinin hazırlamış olduğu bir kaynakçaya ulaştım faydalanmak isteyenler için bu ileti altında paylaşıyorum: link:
Reklam
319 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.