Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Köprü Krallığı uzun zamandır okumayı düşündüğüm fakat elimin bir türlü gitmediği bir kitaptı. Ama okumaya başlayınca elimden bırakamadığım bir kitap oldu. Konusunu kısaca özetlersek babası tarafından Ithicana'yı çökertip Köprü Krallığını ele geçirmesi için casus olarak yetiştirilen Lara'nın Ithicana kralı Aren ile evlendirilerek Ithicana'ya gitmesi ile başlıyor. Lara Ithicana'yı çökertme planları yaparken bazı şeylerin farkına varmaya başlıyor ve tahmin ettiğiniz gibi bu süreçte Ithicana Kralı Aren'a aşık oluyor. Kitap benim beklentilerimi karşıladı. Akıcı bir dili vardı bu sayede bir gün içinde bitti. Kitabın bittiği yeri okuduktan sonra iyi ki ikinci kitabın çıkmasını beklemişim dedim. Enemies to lovers klişesini seviyorsanız okumanızı öneririm. Ben okurken çok keyif aldım.
İlahi Komedya| İnferno l.
Dante 1265 yılında Floransa’da doğar.Dante Alighieri gerçek adı Durante’yi kısaltarak kullanmıştır. İkizler burcu olan yazar, şairliğini burcuna bağlıyor. Astroloji, astronomi, felsefe, resim, coğrafya ve siyaset gibi konularda kendisini geliştirmiştir.
Hayatı boyunca tek aşkı Beatrice olmasına karşın Dante 12 yaşındayken ailesi tarafından Gemma
Bu dünya kokuşmuş...
Sonunda hayatımda okuduğum ilk manga serisini bitirdim ve son kitap üzerinden tüm seriyi yorumlamak istiyorum.
Öncelikle eğer manga okumaya (veya anime izlemeye) başlamak istiyorsanız ve daha önce bunu hiç deneyimlemediyseniz Death Note sizin için ideal bir seri. Heyecan, aksiyon ve öfke bir arada. Okurken hem eğleniyor hem de oradan oraya sürükleniyorsunuz.
İlk 7 kitap benim için kusursuzdu. Her birinde eğlendim ve heyecanlandım. En sevdiğim karakterin ölümünden sonra, (spoiler olmasın diye belirtmiyorum) ki bu da 7. kitapta gerçekleşiyor, eski tadı vermemeye ve aksiyonların içi boş kalmaya başlasa da her cildi severek okuyacağınızdan eminim. 8, 9 ve 10'da tempo biraz düşüyor ama 11 ve 12'de sizi çok iyi bir final bekliyor.
Açıkçası başkarakterimiz Light'tan nefret ettim. L, Near ve Mello'yu iseçok sevdim. Yani okurken protagonistin başarısız olmasını istedim. Şansıma olaylar tam olarak istediğim gibi gelişti ama bunun hakkında daha fazla konuşmayacağım, malum spoilera giriyor.
Eğer 12 cilde para veremem diyorsanız kesinlikle animesini izlemenizi tavsiye ederim. İnsanlarda anime ve mangalara karşı aptalca bir önyargı var (bende de vardı) ve bu serinin tüm önyargıları kırabileceği kanaatindeyim.
"Aswanglar ava çıktı, onlar ava çıkınca her şey susar ve saklanır." dediler. Aswang denilen şeyle böyle tanıştım. Efsane mi, gerçek mi işte onu bilmiyorum ve o gün neler olduğu ise tam bir bilmece. Artık sizinde tanışma vaktiniz geldi.
Yazarımız bu cümlelerle kitaba giriş yapmış. Aslında bir efsane de kendisi yaratmış. Peki siz efsanelere inanır mısınız?
Ürkek, zayıf ve saçı sakalına karışmış biri yerde ölü gibi yatıyordu. Yıllardır bu hücredeydi. Karanlık hücrenin nemli ve kasvetli havasıyla boğuldunuzu düşünsenize ne kadar kötü öyle değil mi?
Filipinler'e hem kayıplara karışan kuzeni Kerem'i bulmak hem de küçük bir işletme kurup para kazanmak için geldi. Burada sevdiği kızı öldürdüğü için bir hücreye atıldı.
Sonra bir umut ışığı belirdi. Biri geldi ve onu buradan kurtaracağını söyledi. Kim olsa umutlanırdı. Karanlık günlerin ardından ailenize kavuşma isteği ağır başardı. İçmesi için ağrı kesici uzattı.Ağrı kesiciyi içmesiyle sara nöbetine tutulmuş gibi titremeye başladı. Bilinçsizce bedenini hücre duvarına ve yere vuruyordu. Ölmüş gibi öylece yere yığıldı. Ve aniden gözlerini açtı. Gözleri iri ve kızarmıştı.
Sonra bir ses duyuldu. "İstediğini yaptım. Deney L Aswang oldu."
Peki Aswang ne demekti? Karakterimizin başına neler geldi?
Öğrenmek için bu kitabı mutlaka okumalısınız. İlk 30 sayfasında kitaba adapte olmaya çalışıyorsunuz. Sonra zaten olaylar gelişiyor. Merak ederek okumaya devam ediyorsunuz. Kitabın içerisinde de bir uçuş bileti var. Peki siz Filipinler'e uçmaya hazır mısınız?
O zaman hepinize keyifli uçuşlar
Hüseyin Dündar emeğinize sağlık hocam.
·
Puan vermedi
Pornografik diye eleştirilmektedir kaldı ki ben de eleştiriyorum ama pornografik olmasını değil, bu pornografiyi zerre edebi kaygı taşımadan insanlara sunmasını eleştiriyorum yoksa cinsellik de üzerine yazılar yazılabilecek, filmler çekilebilecek bir durumdur nihayetinde. Bu kitabı okumak illa ki keyif verir okuyucuya. Zaten dünyada bestseller
Grinin Elli Tonu, Karanlığın Elli Tonu ve Özgürlüğün Elli Tonu serisini Pegasus Yayınları etkinliği için okudum. Konu belli kapakta yazdığı gibi. Seri olduğu ve konu devam ettiği için üçünü birden yorumlayacağım. Birincisi okurken kendimi reklam seyrediyor gibi hissettim. Her şey marka idi. Bir paragrafta 5- 6 kere Converse ayakkabılarım. Her paragrafta Audi SUV , A3, A8. "Kodak makinemi aldım, Kodak filmimi taktım." gibi marka kullanılmadan kurulmuş cümle yok gibi. Bu da çok rahatsız edici. Çoğu bölüm erotiklik sınırını aşıyor, bence bu kadarı gereksiz. Aşk - erotizm- porno sınırları iyi çizilmeli. Marka reklamları abartıldığı gibi erotizm de abartılmış. Bir Barbara Cartland, Beyaz Dizi, Daniella Stell tadı yok. 25 senedir aşk romanı okumadığım için yeni yazarları bilmiyorum :( Psikolojik tahliller yapılmaya çalışılmış ama oda yeterli değil, çok yüzeysel. Başından sonu belli polisiye romanlar gibi. Sayfa sayısını çoğaltmak için gereksiz uzun tasvirler yapılmış ; şifoniyerin çekmecesinin kulpuna kadar anlatmış. Oyun odasına her girdiğinde odanın detaylarını anlatarak hikaye gereksiz uzatılmış. Devamlı olarak zenginlik vurgusu var , zenginlik abartısın dan olaylara adapte olamıyorsunuz. Bir de " Son Söz " diye bir bölüm eklenmiş ; kitabın yarısı neredeyse bayağı uzun bir son söz ve ilk kitabın yarısı tekrarlanmış. Bu zamana kadar okumamakla hiç bir şey kaybetmemişim, Pegasus yayınları etkinliği olmasaydı ve Nihal Kara Yurtseven okumam için göndermeseydi kesinlikle alıp okumazdım. Genede merak edenler , okumak isteyenler okuyabilir.
