Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İlk evladım Köksal 1969 yılında ikinci evladım Serdar 1971 üçüncü yavrum Hakan 1973 dördüncü oğlum da 1975 yılında dünyaya merhaba demişti. 13 Kasım Cumartesi 1976 gününden bir gün evvel Serdar'ın dişi çok ağrıyordu. Sabaha kadar ağlamış hiç yatmamıştı. En küçük oğlumu abisine (Köksal) bırakarak Serdar'ı dişçiye götürmeye karar verdik. Serdar
Sık sık başı ağrıyordu. Çok ders çalışmasına rağmen "anne çok çalışıyorum fakat unutuyorum" derdi. Bakkala birşeyler almaya gönderdiğimde ne alacağını unutuyordu. Not tutmaya başladı, not tutmasa unutuyorum diyordu. Keşke o zaman farkına varsaydım diye kendimi suçluyorum. Biz çok ders çalıştığı için belki zihni yoruluyor diye
Reklam
382 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı bitirdikten sonra kapattım ve bir süre kendime gelmeyi bekledim. İnsanların hiçbir çaba harcamadan başarı elde etmeye çalışan, tembel, şakşakçı bir topluluk olmalarına mı sinirlensem, Halit Ayarcı'nın ölümüne mi yoksa kitabımın bitişine mi üzülsem, Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün sonuna mı şaşırsam bilemedim. Saatler Ayarlama Enstitüsü zamanın izini kaybettiren bir roman. Hani insan bir şeyi kaybetmeden değerini bilemezmiş ya, Saatleri Ayarlama Enstitüsü de zamanın önemini anlatmakla kalmayıp zamanın izini kaybettirerek yaşatıyor. Öte yandan anlatılan her karakter farklı zamanlardan ve toplumun farklı kesimlerinden toplanmış insanları temsil ediyor. Aynı zamanda toplumu, insanları ve devleti kara mizah diyebileceğimiz ince bir mizah anlayışıyla eleştiriyor, insanların değerlerini sorgulatıyor. Halit Ayarcı karakteri her şeyin başarılabileceğini yeter ki inanmak gerektiğini bize gösterirken, Hayri İrdal karakteri değişimden korkan, daha geleneksel bir karakteri temsil ediyor. Yine de bu iki karakterin çok yakın dost olması karşıtlığın uyumunu gösteriyor ve kitaba felsefi bakış açısı kazandırıyor. Modernleşme telaşıyla Nuri Efendi gibi çok yetenekli zanaatkarların sayısının azalması ve yapılan işin sevmekten çıkıp para kazanma aracına dönüşmesiyle işteki kalitenin azalması da bir başka eleştiri konusu… Saatler Ayarlama Enstitüsü, ana olaylardan çok satır araları olan derin bir kitap. Uzun uzun yorumlanabilecek ve üzerinde konuşmaktan zevk alabileceğiniz bir eser.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,8bin okunma
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
"Çocukken bu adam da yolculuk yapmak istiyordu. Ama patlamış mısır satmak, yıllar boyu para biriktirmek için bu arabayı satın almayı seçti. Yaşlandığı zaman bir aylığına Afrika'ya gidecek. İnsanın düşlediği şeyi gerçekleştirmesi için her zaman olanak bulunduğunu bir türlü anlamadı."
Sayfa 39 - Can YayıneviKitabı okudu
Ah, bu erkekler! Hep onlar yüzünden! Bir türlü büyüyemediler. Kendilerini duygularına teslim edemediler. Hep sığ şeylerin peşinden koştular. Para ve seks. Bazen bir çift bacak uğruna güzelim ilişkileri feda ettiler.
Reklam
264 syf.
5/10 puan verdi
Halide Edip cumhuriyet sonrası fikirlerle ilgileniyor bu kitabında.Nasıl bir toplum inşa edilecek hangi rotada yol alacak bunları irdelemeye çalışıyor.Kahramanları üç nesle ayırıyor ve onların vasıflarından bahsediyor.Üçüncü nesil dediği ise cumhuriyet çocukları.Onlar arasında her fikir var ve bu da zaten yeni inşa edilen milletin kararsızlık resmi.Bu fikirlerini Poyrazköy'de canlandırıyor.Numune olarak burayı seçiyor.Ve yedi genç erkek üç genç kız etrafında ana planını kurguluyor.Lale(Tatarcık) mihenk taşı.Eskiyle anlaşamayan genç, hür Türk kızı.Köylülere:"Sizi medeni yapacağım." diyecek kadar özgüven sahibi.Ona bu özgüveni de Edip'in yaşamına hayat felsefesine paralem olarak bir Amerikalı aşılıyor.Helen Berkley.yBu kadını örnek olarak Poyrazköy'e getiriyor.Bir nevi yeni kadın tipi.Sungur Balta ve yalısı ile yeniliği yüzüne gözüne bulaştırmış, para ile her şeyi elde edeceğini düşünen, tam bir budala resmi yansıtılıyor.Ve bu görüntünün esas olamayacağı Lale'nin onun katiplik teklifini reddetmesiyle ortaya konuluyor.Yine hoppa , bilgisiz, erkek azmanı olarak da Zehra sunuluyor.Recep onun ileriki nesillere örnek erkek modeli.Zaten sonunda Lale ile nisanlanıyor.Haşim,Salim, Safa,Ahmet,Şinasi,Hasan bunlar diğer erkeler ve her birinin belli özellikleri var.Yazar bunları fikir olarak sunuyor ama benimsemediğini sonunda açıkça ortaya koyuyor.Eski nesillerin ise eski ile git-gellerini Feridun Paşa'nın git-gelleriyle ortaya koyuyor.Ne sağdayız ne soldayız der.Ve İnkılapların başarıya halka inmesiyle ulaşacağını söyler.
Tatarcık
TatarcıkHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 2019508 okunma
Eğer ün, para, güç ve mutluluk getirseydi, onlar dünyanın en mutlu insanları olurdu. Onlar genellikle mutlu değiller, hatta hikayenin sonuna geldiklerinde çoğunlukla yalnız insanlar.
"...Bir ve beraber olmak para kazanmaktan daha önemlidir."
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.