Sistemin İşleyişi
Patron yöneticisine bağırır, bu yönetici kendisinden daha düşük konumda olan birisine bağırır, o da eve gelir eşine eşine bağırır, eşi öfkesini çocuktan alır, çocuk da gider kediyi tekmeler.
Sayfa 62
“İnsan canavardır!” diye bağırdı ve sopasını şiddetle taşlara vurdu. “Büyük canavar! Zatın bunu bilmiyor. Bü­tün işlerin yolunda gitmiş, ama bir de bana sor. Canavar, diyorum sana! Ona kötülük mü ettin? Senden çekinir ve titrer. İyilik mi yaptın? Gözlerini oyar... Aradaki uzaklığı koru patron! İnsanlara umut verme. Hepimizin eşit ol­duğumuzu, hepimizin eşit haklara sahip bulunduğumu­zu söyleme; çünkü hemen senin hakkını çiğner, elinden ekmeğini kapar, açlıktan gebermeye bırakırlar seni. Ben senin iyiliğini isterim, aradaki uzaklığı koru patron!” Boğulmuş bir halde, “İyi ama, hiçbir şeye inanmaz mısın sen?” dedim. “Hayır, hiçbir şeye inanmam! Sana kaç kez söyleye­74 ceğim? Zorba’dan başka hiçbir şey ve hiç kimseye inan­ mam. Zorba, ötekilerden iyi olduğu için değil; asla! O da canavardır. Zorba’ya inanırım ama. Çünkü yalnız ona sö­ züm geçer. Yalnız onu bilirim. Bütün ötekiler hayaldir. Ben, onun gözleriyle görüyor, kulaklarıyla işitiyor, bağır­ saklarıyla sindirim yapıyorum. Bütün ötekiler hayaldir diyorum sana! Ben ölünce hepsi ölür. Bütün Zorba dün­ yası güme gider...” Alay ederek, “Amma bencillik be!” dedim. “Ne yapayım patron? Bu budur. Bakla yedim, bakla söylerim. Zorbayım. Zorbaca konuşurum.”
Reklam
Hayalci Ahmet
Fatih’te Osmanlı’dan kalma bir çok yapı bulunur eski külliye sistemine mensup yapılarda ihtiyaç sahipleri önemli bir yer tutar,karnı aç bakıma muhtaç olan kadınlı erkekli bir sürü insana ev sahipliği yaparlar.Bizim insanımız misafirperverdir,yardım etmeyi çok sever mesela Haliç’e yakın Ali abinin deliler kahvehanesi vardır,toplumun dışladığı
"Bir şeyler olacağını iliklerime kadar hissediyorum," dedi. "Sen beni kaçık moruğun biri sanabilirsin. Planlar başkaydı ama hicbir sonuç alınamadı. Yine de artık bir şeyler olacağını iliklerime kadar hissediyorum." "Ne gibi şeyler?" "Söylemesi zor, evlat. Hani su kaynamadan önce kabarmaya başlar ya. İşte öyle bir his, Ömrüm boyunca işçilerle bir aradaydım. Bu işte bir plan falan yok. Suyun kaynamadan önceki kabarışı gibi bir şey işte." Gözleri sönükleşti, o gözlerde hiçbir ifade kalmadı. Başını kaldırınca çenesiyle boğazı arasından sarkan çizgi gibi iki deri gerildi. "Belki artık açlık diz boyu, belki birçok patron işçileri işten atıyor. Bilmiyorum. Ama bir şeyler olacağını iliklerime kadar hissediyorum." "Peki ama ne?" diye sordu Jim. "Öfke," diye bağırdı yaşlı adam. "İşte bu. Bir kavgaya gireceğinde aklın başından gider, kan beynine sıçrar, boğazında bir şeyler düğümlenir, içini bulandıran bir şeyler olur, öyle değil mi? Tam da bu. Ama tek bir kişide değil. Herkes, milyonlarca ve milyonlarca insan tek bir kişiye dönüşüyor, ezilmiş ve açlık içindeki bir deve, işte o dev artık boğazının düğümlendiğini hissediyor. Yığın, ne olup bittiğinin farkında değil ama devin tepesi attığında hepsi orada olacak. Tanrım, bunu düşünmekten bile nefret ediyorum. Birilerinin boğazına dişlerini geçirecekler, yüzünü gözünü pençeleyecekler. Öfke dediğim bu işte."
Geyik muhabbeti Niyazi'den armağan
Hürriyet için 2. Abdülhamit zamanında dağa çıkan Resneli Niyâzi, ne şehit oldu ne gâzi. Ama 31 Mart Vakası'na dağda beslediği geyiğiyle birlikte katılınca dilden dile kahraman gibi ismi dolaştı. Niyazi ve geyiği o kadar ünlü oldu ki bu hikaye uzun süre konuşuldu. İşte bir kavgayı ayırırken öldürülen Niyazi ve geyiğinin ilginç hikayesi... MAHMUT
256 syf.
6/10 puan verdi
#okurgezerbooksyorumluyor
Konusu: Simru’nun üniversiteden mezun olacağı yıl en yakın arkadaşı Hakan Simru'ya bir baloda onunla gelmesini ister. Simru ise bunu kabul eder ve baloda Şeyhmus ve Kemal adında iki kişi ile tanışır ve mezun olduktan sonra çalışabileceği bir iş teklifi alır...Şeyhmus Simrunun patronu olmuştur. Simru icin her şey muhteşem gider kendi evini alır, parasini kazanır, isteyeceği pekte bir şey kalmamıştır ve artık hayatında aşka yer olduğuna karar verir. Bir gece bulunduğu apartmanı alevler sarar ve Simru ’da o alevlerin içinde kalır.Ta ki kahramanı olan itfaiyeci Ali onu kurtarana kadar… Simru gözlerini araladığında tüm yüzünü sargı içinde ve tamamen yanmış bulur. Duru güzelliğini kaybeden Simru büyük bir psikolojik depresyona girer bu da yetmezmiş gibi güzelliği ile beraber işinden de olur çünkü artık güzel değildir. Ali Simruyu hastane de ziyaret eder.Ve destek olur zamanla daha fazla vakit geçirir daha fazla görüşmeye başlarlar..Simru yüzünü düzeltmek için estetik ameliyat fiyatlarını araştırır...Ve cok pahalı olduğunu farkeder.Ve bir gün Aliye kalan miras Simrunun ameliyat parası olur.. Simru eskisinden daha güzel olur işine geri alınır ve Şeyhmus bu güzellikten etkilenip evlenme teklifi eder Simru kabul eder. Peki ya onu karşılıksız her haliyle seven Ali ye ne olacaktı...Bence kendiniz okuyup öğrenin . Yorum; Kitapta en cok Ali karakterini sevdim..Bazen sinirlendiğimde oldu kendini kullandırdığını düşündüm çünkü..Ama gercekten her haliyle Simruyu seven ve yanında olan tek kişiydi... Kitap sonunda kısa bir hikaye daha eklemiş yazar..Onu da okumadan geçmeyin derim... .
Simru
SimruKahraman Tazeoğlu · Destek Yayınları · 20173,615 okunma
Reklam
560 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.