#Okudum
#KitapYorum
#YunusBalı
#ÇelikKalkanlarveAltınBağlar
#KanonYayınları
#Tarih
#143Sayfa
#Kitabaaşıkokumayasevdalı
Merhaba arkadaşlar,
Bugün sizlere Kanon Yayınları'ndan çıkan, Yunus Balı'ya ait "Çelik Kalkanlar ve Altın Bağlar" isimli tarih kitabını tanıtmaya çalışacağım. Alman İmparatorluğu'nun, Osmanlı
Görünüşte Osmanlı’ya bağlı olan, ama gerçekte kaybedilen Bulgaristan, Dogu Rumeli, Bosna Hersek, Girit, Kibris, Tunus, Misir'ı da eklersek II. Abdülhamit döneminde toplam 1.600.000 kilometrekareye yakin toprak kaybedildigi ortaya ikar ki, bu "iki Türkiye" eder.
Bakmayin siz medyadaki II. Abdülhamit güzellemelerine... Kanmayın TRT'deki "Payitaht" dizisinin yalalarma... II.Abdülhamit siyasetiyle vatan kurtarmak mümkün degildir; o siyaset bu millete eyaletler, sancaklar, adalar kaybettirmistir.
Çaresiz olmasaydık insan olmazdık,
Eksiğimiz olmasaydı tam olsaydık, herşeye gücümüz yetseydi duanın, Allaha cc yakarmanın imkanı olur muydu?
Biz Allaha cc mahkumuz paşa, çaresiz olduğumuzu bilelim ki Allaha cc mahkum olduğumuzu unutmayalım
Payitaht abdulhamit....
Sultan Abdülhamid’in dostu, sır kutusu Tahsin Paşa’nın romanı: Hünkarım...
Türkiye’de ve dünyada büyük bir ilgiyle takip edilen Payitaht dizisinin Tahsin Paşa’sı Bahadır Yenişehirlioğlu, Tahsin Paşa’nın unutturulmuş hayatını romanlaştırdı.
Osmanlı İmparatorluğu ölüm kalım savaşında.
İç ve dış mihrakların tek bir amacı var; Ulu Hakan
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Abdülhamit dönemi sonlarından Birinci Dünya Savaşı'na kadar geçen sürede yaklaşık 3 kuşağın öyküsünü okuyoruz. Olayların büyük çoğunluğu Elazığ ve çevresinde geçiyor.
Dünyada değişmeyen bir kural vardır. İktidar sahipleri gücü eline alınca zayıfı ezmeye, kendinden farklı olanı yok etmeye başlar. Devir değişse,
Tahsin Paşa
Bende bir çoğumuz gibi Sultan Hamidin yakın dönemde dizi perdesine dökülen " Payitaht " isimli diziden , canlandırdığı Tahsin Paşa karekteriyle herkesin takdirini toplayan #BahadırYenişehirlioğlu'nun münasebetiyle eseri okumaya karar verdim.
On beş yıl Baş Mabeyencilik görevini ifa etmiş olan Tahsin Paşanın kendi zaviyesinden Hünkarın , dahili , harici , şahsi vedahii siyasi düşüncelerini , fikirlerini ona etki eden ahvali çevresinin etkisi mizaci yapısının siyasetine etkisi tüm bunların toplamı , Devletin içinde bulunduğu vaziyetin meydana getirdiği sıkışmışlık nasıl bir idare oluşturduğunu vakalara binayen ,tanık olduğu tarihi hadiseleri kaleme aldığı eser.
Acizane tavsiye , unutulmamalıdır ki her şahıs herşeye olduğu yerden bakar. Hiç kimse olmasınki kendimce fikir taşımamış olsun.
Diplomasinin gücüne inanan 2.Abdülhamit, saltanatı boyunca ülkeler arası ilişkilerde diplomatik nezaket ve teşrifata hep riayet etmiştir. …Her ne kadar TRT’de yayınlanan “ Payitaht Abdülhamit “ dizisinde, Sultan Hicaz Demiryollarının güzergahıyla ilgili bir meselede tartıştığı İngiliz Büyükelçisi’ni bir tokatla neredeyse yere seriyorsa da, bunun tarihi gerçeklikle zerre kadar ilgisi yoktur. …TRT de Sultan Abdülhamid’e kahramanlık yaptıracağım derken onu bir mahalle kabadayısına çevirmiştir.
-Fernandes :Size güvenmiştim bay Heckler
-Heckler :Ben elimden geleni yaptım bay Fernandes
-Fernandes :Netice bay Heckler? Netice? Siz de benim kadar iyi bilirsiniz ki son sözü söyleyen galip olur. Son sözü Abdülhamit söyledi ve ben mağlup oldum.
-Heckler : Bay Fernandes Abdülhamit bu. Siz Abdülhamit'i borsada dolandırdığınız tüccarlardan mı sanıyorsunuz? 20 küsür yıldır karşısına niceleri çıktı biliyor musunuz? En yakın paşaları bile başaramadılar devirmeyi.
Biz Yunan üstünden harp ilan ettik, gene biiiz kaybettik. Ve biiiz kaybede kaybede kazanmayı öğreneceğiz bay Fernandes.
Tarihten bir dönemi işleyen kitapları okumaya başlayınca, hani şu beyazperdede benzeri konuları işleyen filmler olur ve birince gong, çan sesi ile başlar, işte öyle bir ses duyuyorum sanki. Bu konular daha çok 17. ve 18. yüzyıl tarihleri içerisinde kendini belli etse de, yirminci yüzyılın başlarını anlatan bu kitapta da benzer bir ses çalındı
Kitap konusuna göre gayet sade bir dille kaleme alınmış. Okurken zorlayan ve yoran abartılı betimlemelere de rastlamadım. Kitabın başları biraz sıkıcı ve durağan geldi bana. Ama sonlara doğru elimden bırakmak istemedim. Kötü sonla biteceğini bildiğim için kendimi bu sona hazırladığımı düşünmüştüm ancak kitabın son kısımları yüreğimde hazan mevsimleri yaşattı. Kitabın duygusal etkisinden ne kadar sürede çıkacağımı kestiremiyorum. Tabi şunu eklemeden de geçmeyeyim. Bahadır beyi ben de çoğu insan gibi yer aldığı “Payitaht” dizisiyle yakından tanıdım. Özellikle Sultan Abdülhamit ve Tahsin Paşa ile ilgili yaptığı araştırmaları bildiğimden olsa gerek kitabı çok büyük bir beklenti ile almıştım o konuda beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Konuların, olayların geçişlerinde bazen kopukluklar olması beni pek memnun etmedi. Ama genel itibariyle başarılı buldum. Tarihi romanlara ilgisi olan herkese okumasını tavsiye ederim.
Livaneli’nden okuduğum ilk romandı. Yazarın bu döneme ve Abdülhamit’e bakışını epey merak ediyordum. Roman boyunca yazar tahminimden daha tarafsız geldi. Zaten romanı Abdülhamit’e Selanik’te doktorluk eden Askeri Hekim Atıf Hüseyin Bey’in hatıratından faydalanarak yazmış. Yazar ne kadar tarafsız kalsa da bazı konularda son noktada kendi şüphelerinde direnmiş gibi. Özellikle Ermeni konusunda…
Okunması çok kolay bir kitap, nedense okurken Payitaht Abdülhamit dizisi izlermiş gibi hissettim kendimi. Pek çok konuda Google’dan araştırma yaptım. Zihnimizdeki tabuları yıkma konusunda merak uyandıran bir roman oldu. Aslında bu dönemleri daha çok romancımız kaleme alsa keşke. Severek okudum.