Kendi kendime, neyse, bu pazar da geçti, annem gömüldü, işe yeniden başlayacağım, sonuçta değişmiş hiçbir şey yok, diye düşündüm.
Ey şiir ne çok acı var içinde...ne çok kırılmış kalbin
GENELEV MEKTUPLARI I. Tenime yabancılaştım, etime Göğsüme kollarıma kalçalarıma Bacaklarıma yabancılaştım. Saçlarım o eski güzelliğini Çoktan yitirdi
Sayfa 30 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Günün anlam ve önemi
“Veeeeee cumartesiiiii! Hayatımın en güzel iki gününden biri. Diğeri de pazar zaten.”
1 Nisan Pazar
Sabah saat 3:00’te kuvvetli fırtına çıktı. Uykuda ve yarı uykuda kafamdaki dram planlarıma devam ettim. Bu arada güvertede büyük bir hareketlilik vardı. Yelkenleri içeri alınması gerekiyordu, gemi yüksek dalgalar üstünde sallana sallana yüzüyordu.
Sabah mıydı, akşam mıydı; cuma mıydı, pazar mıydı?.. Hepsi birdi bunların. Her günü bir an olsun dinmeyen, ıstırap veren ağrılarla, umutsuzca süren gene de henüz sönmemiş yaşama duygusuyla; yaklaşan biricik gerçekle, hep o uğursuz, korkunç ölüm ve hep aynı yalanla doluydu. Bu durumda hangi saatin, günün, haftanın sözü olurdu...
Sayfa 63 - PdfKitabı okuyor
"Dünya bizimdir. Dünya işçilerindir. Bizim için ırk ve uluslar yoktur. Salt bizi horlayanlar ve arkadaşlar vardır bizler için. Tüm işçiler dostumuzdur. Tüm varsıllar ve güçlüler ise karşıtımız... İnsan gerçekçi bir gözle dünyaya bakacak olursa, bizlerin ne denli sayıca çok olduğumuzu anlayabiliyor. Ve işçilerin ne kadar büyük bir gücün sahibi olduklarını anladığımızda, insan öyle mutlu, öyle kıvançlı oluyor ki. Sanki bir pazar günü doğuyor içimizde. Yahudi, Alman, Fransız da aynı sevinci duyuyor, dünyaya bizim gözlerimizle baktıkları zaman. Biz sanki tümümüz aynı ananın çocuklarıyız, Anacık. Tekmil yeryüzündeki işçilerin aynı olan ekmek kavgasının ve önünde hiçbir gücün geçemeyeceği kavganın kardeşleriyiz bizler. Gide gide büyüyen bir güç bşr güneş gibi ısıtıyor bizi. Adaletin gökyüzünde doğmuş yeni güneşi bu. Adalet göklerin güneşi... Bu gökyüzü de işçinin gönlündedir.
Sayfa 55
Reklam
Güneş herkes için parlar Ama onlar için parlamaz Onlar ki hapislerde yatarlar Onlar ki madenlerde çalışırlar Onlar ki balık pulu ayıklarlar Onlar ki etin kötüsünü yerler Onlar ki saçlara firkete yaparlar Onlar ki soluklarıyla şişirdikleri şişeleri başkaları doldurur içer. Onlar ki çakılarıyla keserler ekmeği Onlar ki fabrikada
Sayfa 56 - Çan Yayınları, 1963
Bütün büyük ahlâk sistemlerine bak. Ta doğu dünyasından başlayarak. Hepsi de kişisel zevki feda etmeyi öğütlemiyor mu? O laf kalabalığın altında hep aynı amaç yok mu? Feda et, kapılma, kendini inkar et. Yalan mı? Hep tekrarlayıp durdukları nakaratı bilmiyor musun? ‘Vazgeç, vazgeç, razı ol, razı ol.’ Günümüzün manevi atmosferine bir bak. Keyifli
Sayfa 892 - Plato Film YayınlarıKitabı okudu
Kafka’nın gözünden Milena’nın güzelliği :)
“pazar günkü” kadar güzelsin —yok, buna artık güzellik de denemezdi; cennetin yerini yurdunu şaşırmasıydı bu—
Elif okuduk ötürü Pazar eyledik götürü Yaratılmışı severiz Yaratandan ötürü
Sayfa 28 - Diriliş yayınları 10 baskıKitabı okuyor
Reklam
Geçip Gidiyor
Göçebe bir takvimden alıyorum günlerimi Sen pazar gibisin Ben cumartesi Sendeysem geride kaldım demektir Bendeysem, yoksun
Sayfa 106 - Timaş Yayın GrubuKitabı okudu
Gençken, diye konuştu, romanı sevdiğim kadar başka hiçbir şey sevmiyordum. Pazar günleri bir köşeye çekilip, bütün kalbimle bir Miss Janny'nin mutluluğunu ve musibetini paylaşmaktan ne kadar hoşlandığımı, tanrı biliyor. Türün benim için daha başka çekicilikleri olduğunu da inkar etmiyorum. Ama elime öylesine seyrek bir kitap geçiyor ki, o zaman da bunun benim zevkime uygun olmasını istiyorum. Ve en sevdiğim yazar, kendimi, dünyamı bulduğum, etrafımdaki olayların meydana geldiği ve hikâyesi pek tabii bir cennet olmamakla birlikte, tanımsız bir saadetin kaynağı olan kendi ev yaşamımdaki gibi ilginç ve içten olan yazardır.
Dış tehditlerden korunaklı dünyalar yaratmak isteyen kimi kişiler, fazla ileri gidip dış dünyaya karşı abartılı yüksek duvarlar örerler. Yeni insanlara, yeni yerlere, farklı yaşantılara karşı yükselen bu duvarlar onların iç dünyasını da yoksullaştırır. İşte Acılaşmak burada devreye girer. Acılaşma'nın (ya da Dr. Igor'un tercih ettiği
Ve yanılmıyorsam yalnız insanların, Kahvaltı edip ağladıkları pazar sabahları yokmuş o zaman. Mesela o zamanlar Mutsuz olduğunda insanlar, Yok olurmuş bazı dakikalar."
Pazar yok, bayram yok çalışıyorlar harıl harıl? Ne için olabilir bu telaş, bu kıyamet, Bu geceyi gündüze katan çalışma?
Sayfa 5 - iş bankasıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.