Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Sen kaçta uyan­dın?" "Yedi buçukta." "İşin mi yok senin be adam." ... "Ne yapayım, pazar oldu mu uyuyamıyorum iş­te..”
Sayfa 94 - Can-pdfKitabı okudu
her şey güneşi seviyor hattâ denizler bile denizlerde nefes alan sen bile ve biz güneşi değil ışığını seven insanlarız güneş içime vuruyor güneşin ışığı var güneş yok güneşin ışığını kim anlatabilecek pazar pazar gezmek dağ dağ dolaşmak ve ormanlarda kalmak güneşin ışığını anlatacak olanı arıyorum güneş içime vuruyor
Sayfa 31
Reklam
Bugün pazar, güneşi hadım ettiler Balıklar ölgün, gönlüm solgun.
Sayfa 415 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 1. Basım, Şubat 2015.Kitabı okudu
"Bir pazar sabahı Rıfat günlerin aynı kaba damlamadığını fark etti. 'Günler damlıyor ama aynı kaba değil,' dedi. Gökyüzüne baktı: Boştu. Hiç bulut yoktu, aslında hiçbir şey yoktu. Çağımızın çıplak güneşi her şeyi yok etmişti, enginliği, bulutları ve kuşları... Maviyi bile yok etmişti, sonra da sırasıyla diğer renkleri, bazı sesleri, kelimeleri ve anlamları. İnsan bu yoklukta yeni bir şey söyleyemez, olsa olsa kendini tekrar ederdi."
Sayfa 5 - Günler DamlıyorKitabı okudu
Güneş ♡
Her şey güneşi seviyor ♡ hattâ denizler bile denizlerde nefes alan sen bile ve biz ♡ güneşi değil ışığını seven insanlarız güneş içime vuruyor ♡ güneşin ışığı var güneş yok güneşin ışığını kim anlatabilecek pazar pazar gezmek dağ dağ dolaşmak ve ormanlarda kalmak güneşin ışığını anlatacak olanı arıyorum güneş içime vuruyor ♡
her şey güneşi seviyor hatta denizler bile denizlerde nefes alan sen bile ve biz güneşi değil ışığını seven insanlarız güneş içime vuruyor güneşin ışığı var güneş yok güneşin ışığını kim anlatabilecek (…) güneşin ışığını anlatacak olanı arıyorum güneş içime vuruyor. pazar pazar gezmek dağ dağ dolaşmak ve ormanlarda kalmak güneşin ışığını anlatacak olanı arayorum güneş içime vuruyor
Sayfa 31 - Adam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kömür işçileri;
« Borinler yalnızca kömür madenlerinde çalışırlar. İnsanı ezen bir görünümü olan bu maden ocakları yerin üç yüz metre derinine inmektedir. Her gün buralara çalışmaya giden işçilere hem saygı hem sevgi borçluyuz. Kömür işçisi Borinage’a özgü bir tiptir, çünkü onun için gün ışığı diye bir şey yoktur; pazar günleri dışında güneşi görmez bile. Aydınlığı az bir lambanın solgun ışığında, daracık tünellerde büyük güçlükler içinde çalışır, gövdesi iki büklümdür hep. Kimi kez sürü­nerek ilerlemek zorundadır; bizim için ne denli yararlı olduğunu bildiğimiz o madeni, toprağın barsaklarından söküp çıkarmak için çalışır; her an yenilenen binlerce tehlikenin arasında çalışır; ama Belçikalı kömür işçisinin ne­şeli bir tabiatı vardır, o hayata alışmıştır; kaskının üstüne kendisine karanlıkta yol gösterecek olan küçük lambayı takıp da maden kuyusuna indiğinde, içinde Tanrı’ya sonsuz güven vardır, onun nasıl çalıştığını gören, onu, karısını, çocuklarını koruyan Tanrı’ya..»
Sayfa 37 - Yapı Kredi Kültür Sanat Yayınları, 10. baskı: İstanbul, Mayıs 2013Kitabı okudu
Öyle olur...
Acılar başlamıştı ya, artık peş peşe geliyordu...
Sayfa 78
Canım Kızım; Meğer sanaymış yolculuğum. Burgun kendime neden yasadığımı sordum; bir anlamı olmalıydı basımdan gecen onca şeyin; bir karşılığım olmalıydı hayatta.bu soruyu sorduğumda kendime yirmi üç yasındaydım. Ellerim yaslanmamıştı henüz ama soluk soluğa kalmış yorgun bir çocuktum, bildiğim her şeyden, herkesten uzaktaydım.. Yalnızlık,
Bu millet kendilerini ilgilendirmeyen konulara niye burunları­nı sokar ki...
Sayfa 64
162 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.