Gabriel Garcia Marquez 'in Kırmızı Pazartesi'den sonra okuduğum ikinci kitabı. Bir kitabı okumadan önce mutlaka o kitapla ve yazarla ilgili bilgi edinmeye çalışırım.Kitabın İran'da yasaklandığını öğrendim. Ve sağdan soldan duyma bilgilerle de yetinmektense okumaya karar verdim ve evet bu yasaklanma kısmını yadırgamadım doğrusu.
Konusuna geçecek olursak 90. yaş gününde kendisine hediye olarak" 14 yaşında" ve özellikle de "bakire bir çocuk" evet 14 yaş çocuktur, çocuk seçen bir kahramanımız var. Eser bunu bize aşk olarak yansıtmaya çalışamakta. Kimse kusura bakmasın bu aşk değil pedofilidir. Üstelik kitabın kahramanı belli bi sayıya kadar yatıp kalktılarının çeteleseni tutan biridir. Aşk adı altında bilinç altına gönderme yapma, daha doğrusu insanlar tarafından bunun kanıksanmadan kabul ettirilmesi gibi bir mesaj algıladım. Bir yandan da yaşlılığın getirisiyle bedeninin kaskatı kesildiği, geçmişe dönüp baktığında pişmanlıkların gölgesinde kalındığı gibi vurgularla birazcık eser çeşitlendirilmek istenmiş. Dili sağlam, konu akıcı, merak da uyandırıyor fakat ben okurken tiksinerek ve sinirlenerek okudum . Madem aşk duygunuz var denginizle yaşayın. Çocukları her türlü cinsel arzunuzdan uzak tutun. Aşkla uzaktan yakından ilişkisi olmayan sapkın bir adamın bir sözde anısını okuduk. Okumayan bir şey kaybetmez. Okuyan da benim gibi böylesi sapkın düşüncelere daha da bilenir. Normalde keyifli okumalar dileğimle bitiririm ancak bu kitap benim keyfimi bozdu o yüzden bu şekilde bitecek.