Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ÇEÇENLER Kafkasya’da yaşayan halkların kahir ekseriyeti Müslümandır. Önemli bir bölümü de Türk'tür. Türklüğü herkes tarafından kabul edilen Azeri, Karaçay, Balkar, Nogay, Türkmen (Stavropol Türkmenleri) lerin yanında öteki Müslüman halkları da kendimizden ayrı düşünmüyoruz. Hatta bütün mazlum milletlere sıcak bakıyoruz, gönlümüz onlara açıktır.
Bir iki üç tıp! Üçe kadar sayıyorum. Man tâ se mishomâram. Farsça bir rüya görüyordu. Filiz yeni sürgün gelmişti düşsüz kentler şehrine.. Gözlerini kapatır kapatmaz gördüğü, bacaklarından daha çarpık ilişkilerin şehrin mimarisine yansımış olduğuydu... Bir basamaktan aşağı adımını attı. Hep yek sokağı... Teklik apartmanının önüne geldiğinde durdu. Türkçede en fazla kullanılan kelimelerden birinin de "bir" olduğunu biliyordu. Peki hani güzel üstat ne diyordu? Aşk çiftleşmek değil tekleşmektir... Bu teklik apartmanın önünde sokaktaki tabelalara baktı. Hemen sağ tarafında Sahte Dostlar Tekel Bayii onun yanında Hürriyet gazetecisi... Öyle ya dostlukların şerefine içilen bir ülkede hürriyet de sadece bir gazete ve gazete bayisinin ismi olabilirdi. Apartmana girdi. 2. kata çıktı sonra. Bir kadın çığlık çığlığa doğuruyordu. Fikirleri doğuruyordu besbelli. Bu dünyada en büyük çığlığı, acıların fikirlere dönüştüğünde atabilirdin. 3. kata geldiğinde gözlerini açtı. Günaydın sabah. Elbisesi terden vücuduna yapışmıştı. Sanki korneasına kadar terlemişti. Ziraa açılan gözleri buğuyla karşılamıştı yeni günü. Deryadesen🕊
Reklam
Neden korktuğumu öğrenmek istiyorsun, öyle mi? Peki söyleyeyim... Erkeklerden korkuyorum, evet, hem de çok korkuyorum. Ama kadınlardan daha da çok korkuyorum. Ve, insanoğlu denilen türden çok fena korkuyorum... Allah'ın belası bir sırtlan sürüsünden kim korkmaz?
Sayfa 165Kitabı okudu
Sonucuna uzanamamış bir neden ile geliyoruz dünyaya. Hayat her ihtimale gebe. Neticesi nedir tamamen meçhul. Ağaç yaprağının düşeceği zemin bellidir, peki ya bir insan bebeğinin? Günaydın .
Hanginizin diğerine "üstün" olduğunu bilmeden ya da kanıtlamadan bir başkasına günaydın diyemezsiniz. Diğer insanlara kardeş gibi davranamazsınız, onları kullanmanız ya da aldatmanız, onlara emretmeniz ya da itaat etmeniz gerek. Başka birine dokunamazsınız, yine de sizi yalnız bırakmazlar. Özgürlük yok. Bir kutu. Urras bir kutu, bir paket, bütün o sarmalanmış, güzel mavi göğüyle, çayırları, ormanlarıyla ve büyük kentleriyle kutuyu açıyorsunuz, peki içinde ne var? Toz içinde, kapkara bir bodrum ve ölü bir adam. Elini başkalarına uzattığı için eli koparılmış bir adam. Sonunda Cehennem'e vardım.
Sayfa 294 - Metis yayıncılıkKitabı okudu
"Cezaevi yaşantınızdan yapıtlarınıza da yansımış bir anınız var mı? ( Çetin Özer) -...Bir tanesi çok ilginçtir. Bir gardiyan vardı. Adi suçtan yatan mahkumlardan bir tanesine ikide bir giderdi, " Ulan benim sana yaptığım iyiliği unutma" derdi. Herkes merak ediyordu, gardiyanın yaptığı iyiliği, ben de merak ediyordum. Sonra bir gün, birisi gardiyana sordu: " Yahu sen ne iyilik yaptın ki?" "Yahu" dedi gardiyan, " Bu zindandayken her gün buna, pencereden, merhaba, nasılsın, derdim." Bu iyilik mi peki? diyen mahkuma, gardiyan şöyle cevap verdi: " Kardeşim, benim elimden gelen iyilik de bu kadar." ...Gerçekten de zindandayken birisinin gelip de "Merhaba, günaydın" demesi bir iyiliktir. Aziz Nesin
653 öğeden 431 ile 440 arasındakiler gösteriliyor.