Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Müthiş
Aşk kendisine dışarıda ne hedef, ne de vasıta arar. Dışarıdan himayeye de ihtiyacı yoktur. Bu bir sömürge değil, muazzam bir imparatorluktur o.
Sayfa 164Kitabı okudu
"Onun en büyük yükü maddesi değildi, çekemediği şey fena hatıralar ve korkulardı."
Reklam
Bahtiyar olmak için bedbaht olmaya ihtiyacı var. Her insan böyledir.
Bir insanın tek mahsûlü değil, ancak verdiği külliyatın parçaları birbirini tamamlayarak tam bir eser teşkil eder. Bütün hacmini ve zenginliğini parça üstündeki aşırı titizliğine feda eden san'atkâr, büyük bir mabedin mimarı değil, ancak o mabedin bir kapısı üstünde göznuru döken oymacı kalfalarından biri olabilir.
yahya kemal'e diss geldi :D
Bir manzumesi üstünde on sene çalıştığını söyleyen şair başkalarını aldatmıyorsa kendini aldatıyor: Her manzumenin ceremesi bir tek ânın mahsulüdür. Halbuki on senenin hiç bir ânı ötekine benzemez. Bir manzumenin üstündeki emek, bünyesine değil, biçimine aittir ki on sene süremez. Bu şair, kendine ve başkalarına karşı namuslu olabilmek için şöyle demelidir: "Bir manzumenin üstünde on sene esnedim."
Kaidesi görünen, bilinen, ölçülen ve riyazî vüzuhtan mahrum olmayan, bir abidedir ki san'at, ucu görülmeyene, bilinmeyene, ölçülmeyene doğru sonsuz yükselir. Meçhûlü tarayan bu uç, ayağını malûmden keser kesmez yokluğa karışmağa mahkûmdur. Dehâ'nın akılla cinnet arasında ikisine de yenilmeyen bir kudret oluşu, zihnî şemaları aştığı halde kendini kaybetmeyişi, mantıktan üstün ve uzak durduğu halde saçmaya düşmeyişi, nizamı geride bıraktığı halde nizamsızlık içinde kaybolmayışı, velhasıl tezatlar arasında bir uçtan öbür uca yaptığı alelâdelerin gözlerini yıldıran hamlesinin muvaffakiyeti, kaidesinin ve hareket noktasının sapasağlamlığındandır. Klasik temelin sağlamlığı.
Reklam
Meçhûle giden yol malûmun içinden geçer. Varlığın riyazi idrakimizle anlayabildiğimiz tarafından en kapalı imkânlar arasındaki uzak münasebetlerin ihtimali bir hesap içinde sezişlerine varıncaya kadar san'at mer'iden namer'iye, aydınlıktan karanlığa, malûmdan meçhûle doğru kendini alabildiğine salıverir. Hareket noktası makûl ve malûm olmayan bir hassasiyet, san'atın asıl kudretini teşkil edemeyeceği kadar, eşyanın kaba hendesi idraki içinde kalan aydınlık bir müşahede ve idrakte onun meçhûle doğru kendini kapıp koyuvermesi için muhtaç olduğu ümitten ve hamleden mahrum kalır.
Damnant quod non intelligunt ("Anlamadıkları şeyi suçlarlar )Peyami Safa olayı şöyle özetlemiş; “Suçlamak, anlamaktan daha kolaydır. Çünkü anlarsan, değişmen gerekir”
Maceraperestliğin bir umdesi, yumurta kapıya gelmeden hiçbir şey için endişeye düşmemektir.
Kültürü bilgiden ibaret sanmak, zekâyı hafızâdan ibaret sanmaktan farksızdır. Bu mevzuda kullanılan sayısız teşbihlere kolay anlaşılır bir yenisini katmak lazım gelirse bilgi, zekânın bir endüstrisinden başka bir şey olmayan kültürün ham maddesidir. Ne bilgisiz, ne de yalnız bilgi ile kültür olmaz. En büyük âlimlerin ve en zeki adamların çoğu bunun için kültürlü değildirler.
Reklam
İnsan kalbinde birer çizgi bırakmış eserlerin hatırasına kültür diyebilir misiniz? İnsanın kalbinden zekâsına giden yolun dışında, hattâ ne yalnız kalbin, ne de yalnız zekânın içinde kültür olamayacağını sanıyorum. Kültür, düşüncenin ve ihtirasın yekûnu değilse bile mahsulüdür. Eskiler, hele şark edebiyatı bunun için hep gönül ve ihtiras mevzularında kalmıştı; divan edebiyatı bunun için fikirsizdi.
Bir kere kırılan kalbin bir daha yapılamayacağı pek yanlıştır. Daima kırılan ve daima yapılan şeyin adı kalptir; çünkü bu canlı bir şeydir. Peyami Safa
Ah, insanlar niçin her şeyi anlayamıyorlar? Beş dakika, on dakika, yarım saat kendilerini unutsalar, kendilerini karşılarındakinin yerine koysalar, her şey ne kadar yerli yerinde olacak. Hayır! İlla ki zıddiyetler, öfkeler, yanlış anlamalar, kıskançlıklar, inatlar, şüpheler, hakim olma arzuları...
Ağaçların bile sıhhatine imrenerek yürürdüm.
İnsanın gayesi insan, hayatın gayesi hayat, süratin gayesi sürat, düşünmenin gayesi düşünme, sporun gayesi spor, yemenin gayesi yemek, şehvetin gayesi şehvet, ticaretin gayesi ticaretten başka ne olabilirdi? Kendi merkezi etrafında her gün biraz daha süratle dönmekten başka bir şey yapmayan insan, atlıkarıncada gözlerini kapayan çocuğun kilometrelerce uzaklara gitmesi hayalîne benzer bir ilerleme vehmi içindedir.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.