"Ona acıyınız demiyorum. Merhamete lüzum yok. Merhamet her zaman güzel bir his değildir. Ona acımayınız, borcunuzu ödeyiniz. İnsan alacaklısına acır mı? Hayır! İnsan alacaklısından utanır. Siz de borcunuzu ödemezseniz ondan utanınız."
Son tereddüdü geçirirken ileride aklımı mesul etmeyeyim diye, içimden bir ses bekledim. Bu da hissin sesi olacaktı. Nitekim öyle oldu. Ve her yerde, her zaman, hep öyle olunca en ziyade inkâr etmeğe çalıştığım bir kuvvetin bana daima hakim olduğunu sezdim.