Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Onlar, "Biz, Şam'da bulunan kardeşinizin yanından geliyoruz." dediler. Selmân, "Kim o?" diye sordu. "Ebud-Derdâ." dediler. Nitekim, Peygamber Efendimiz (sav) Medine'de sahabileri kardeş ilan ederken, Selmân ile Ebû'd-Derdâ'yı birbirine kardeş ilan etmişti.
Sayfa 177Kitabı okudu
Peygamber Efendimiz bildirmiş: “Bizim en büyük düşmanımız, kendi nefsimizdir
Reklam
Hz. Peygamber Efendimiz aleyhisselâm şöyle buyurdu: "Güzel söz sadakadır."
Peygamber Efendimiz'in (sas) Taif'deki Duası: “Allah’ım güçsüzlüğümü ve çaresizliğimi, insanların nazarında düştüğüm hor ve hakir durumumu ancak sana arz ve şikayet ediyorum. Ey Merhametlilerin en merhametlisi! Sen zor ve sıkıntılı durumlarda olanların, zulüm altında zayıf düşürülmüş olanların Rabbisin. Benim de Rabbim ancak sensin. Beni kimlerin eline bırakıyorsun? Sen beni; zalim bir düşman eline bırakmaz, onları benim üzerime hâkim kılmazsın. Ey Rabbim! Benim üzerime çöken bu musibet ve eziyetler, eğer senin bana karşı bir kızgınlığından ve öfkenden dolayı değil ise; çektiğim bunca sıkıntıya hiç aldırış etmem ve hepsine tahammül ederim. Yine de senden bana gelecek bir sığınmaya çok ihtiyacım var. Hem bu dünyada, hem de ahirette, senin o karanlıkları aydınlığa çevirecek nuruna sığınıyorum. Ey Rabbim! Sen, hoşnut oluncaya kadar senden af diler, tevbe ve istiğfarda bulunurum. Biliyorum ki güç ve kuvvet ancak sendedir.”
Peygamber Efendimiz'in (sas) Taif'deki Duası: “Allah’ım güçsüzlüğümü ve çaresizliğimi, insanların nazarında düştüğüm hor ve hakir durumumu ancak sana arz ve şikayet ediyorum. Ey Merhametlilerin en merhametlisi! Sen zor ve sıkıntılı durumlarda olanların, zulüm altında zayıf düşürülmüş olanların Rabbisin. Benim de Rabbim ancak sensin. Beni kimlerin eline bırakıyorsun? Sen beni; zalim bir düşman eline bırakmaz, onları benim üzerime hâkim kılmazsın. Ey Rabbim! Benim üzerime çöken bu musibet ve eziyetler, eğer senin bana karşı bir kızgınlığından ve öfkenden dolayı değil ise; çektiğim bunca sıkıntıya hiç aldırış etmem ve hepsine tahammül ederim. Yine de senden bana gelecek bir sığınmaya çok ihtiyacım var. Hem bu dünyada, hem de ahirette, senin o karanlıkları aydınlığa çevirecek nuruna sığınıyorum. Ey Rabbim! Sen, hoşnut oluncaya kadar senden af diler, tevbe ve istiğfarda bulunurum. Biliyorum ki güç ve kuvvet ancak sendedir.”
Reklam
Güvercin Hikayesi
Bir güvercin, ikindi namazı sonrası gelip Peygamber Efendimizin dizine konmuştu.Güvercin, kendisini kovalayan doğan kuşundan saklanmaya çalışıyordu.Efendimizden yardım istiyordu.Güvercinin altı yavrusu vardı ve eğer doğan onu avlarsa yavruları öksüz kalacaktı. Güvercinin hikayesini dinleyince merhametli Peygamberimizin gözleri yaşardı.Güvercini güven veren sözleri ile teselli etti."Yüz bin doğan gelse seni vermem.Başımı verip seni terk etmem."dedi.Onu kıyafetinin altına sakladı.Lakin avcı doğan,güvercinin kokusunu almıştı.Gelip Efendimize onu kendisine vermesi için yalvardı.Onun da altı tane yavrusu vardı.Hepsinin de karnı çok açtı.Güvercinle onları doyuracaktı.Âlemleri Efendisi doğana,kendisine sığınan güvercinin yerine ondan daha büyük bir koyun vermeyi teklif etti.Fakat doğan kuşu koyun eti yemediğini söyledi.Merhametli Efendimiz " Kendi etimden vereyim sana ,sen bağışla bu güvercini bana"dedi.Sahabeler kaygıyla bakarken ,bir bıçak alıp vurdu mübarek koluna.Neyse ki Allah'ın en güzel kulunun canını yakmak için bıçağa izin yoktu.Yüce Mevla izin vermedi Efendimiz Aleyhisselam'ı yaralamasına .Ateş nasıl Hz. İbrahim Alehhisselam'ı yakmadıysa bıçak da kesmezdi Allah'ın izni olmayınca.Güvercin silkinince Cebrail Aleyhisselam' a dönüştü.Meğer doğan da meleklerden Mikail' di .Dediler ki:" Hakk'a sen oldun habip,sen olursun cümle aleme tabip...Biz senin ne olduğunu bilmiş idik.Şefkatini ummağa gelmiş idik."Onun yüce merhameti zaten bildiği bir şeydi .Fakat Allah,Peygamber'inin şefkatini orada bulunan diğer insanlara göstermek için meleklerine böyle bir görev vermişti.
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Dikkat edin ey insanlar! Nice kimseler vardır ki, dünyada (lezzetli) yiyecekler ve (kıymetli) giyecekler içinde (âhiret amellerinden gafil bir hâlde) yaşarlar; fakat onlar, kıyamet gününde aç ve çıplaktırlar.” (Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)
Şair şöyle dedi :
"Senin hüsn-ü cemalinden her nerede söz açılırsa, Hazreti Yusuf'un güzelliği efsneden ibaret kalır, ey Allah'ın Resulü!.."
Peygamber Efendimiz daha sonra kabirde o kimseyi iki meleğin sorgulayacağını, ardından Allah Teâlânın o kuluna Cennet'te bir yer hazırlanmasını, kendisine Cennet elbiseleri giydirilmesini ve kabrinden Cennet'e bakan bir pencere açılmasını emredeceğini anlatmış, bunun üzerine o kimsenin kabrine Cennet rüzgârlarının Cennet kokuları
Reklam
Peygamber Efendimiz. olmuş ve olacak bütün hataları bağışlandığı halde "Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağın günalda rumi affeyle!" gibi sözlerle dua etmek suretiyle, hem kulluğunu Allah'a arzetmekte, hem üstün tevazuunu ortaya koymakta, hem de bize günahlardan arınmak için nasıl dua edilmesi gerektiğini öğretmektedir.
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Dikkat edin ey insanlar! Nice kimseler vardır ki, dünyada (lezzetli) yiyecekler ve (kıymetli) giyecekler içinde (âhiret amellerinden gafil bir hâlde) yaşarlar; fakat onlar, kıyamet gününde aç ve çıplaktırlar.” (Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)
Asayı Musa ve Zülfikar
Asa aslında irade demek Asa'nın manası, manada riyasında yani tasavvufun alaca karanlık kuşağında bize manadan anlatacaksa Hazreti Musa'nın asası Asa orada iradedir Yani bu tür olaylara karşı iradeyi kuvvetlendirmek lazım… Siz kalbi sadece etten bir parça mı sanırsınız? Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin bize bıraktığı en önemli miras Kaldı ki kalbin rengi yeşil rimtrak renktir, kırmızı renk değildir Kırmızı renk olmadığı için ve orası Allah yani „feyekün“ noktası var Kün diye atan, kün, kün, kün ne demek, ol demek Yani kün feye kün, Allah'ın aslında zikrettiği ve doğduğumuzdan beri hiç bitmeyen atan kün sesiyle devam eden Allah'ındır Bakın Allah'a ait olan bir yere gelip de şeytan giremez Bakın evin kapısı her zaman içeriden açılır, dışarıdan açılmaz Eğer biz bunlardan korkarsak korku neye doğurur? Cesareti doğurur Cesaret varsa öfkeyi, aynı zamanda korkuyla öfkeyi cesarete çevirirsiniz Cesareti zülfikara çevirirsiniz… Zülfikarda gülistana evrilir…
“Küllü nefsin zâika­tü’l-mevt: Her nefis, ölümü tadacaktır…” (el-Enbiyâ, 35) Peygamber Efendimiz de şöyle buyurmuştur: “Kabirleri ziyaret etmek isteyen ziyaret etsin. Çünkü kabir ziyareti, bize âhireti hatırlatır.” (Tirmizî, Cenâiz, 60; Ebû Dâvûd, Cenâiz, 77) Kabristan ziyaretleri, kişinin kalbinin yumuşamasına, dünya hırslarından kurtulmasına vesîle olur. Nefsin hevâ ve isteklerinin ne denli boş olduğunu, dünyanın keşmekeşi arasında sonumuzun nasıl olacağını, kısacası unuttuklarımızı hatırlatır. Bizim de orada yatanlar gibi yatacağımızı, onların yanına gideceğimizi haykırır. Cenâb-ı Hak, cümlemize bu şuuru kaybetmeden, sonunu düşünen ve son nefesine hazırlanan kullarından olmayı nasîb eylesin. Üstad Necip Fâzıl’ın dediği gibi: O demde ki, perdeler kalkar, perdeler iner, Azrâil’e “Hoş geldin!” diyebilmekte hüner…
Hz. Enes (r.anh), hicret hadisesini naklettiği rivayetinin bir yerinde şöyle der: "Peygamberimizi Medine'ye teşrif buyururken görmüştüm; ömrümde o günden daha güzel, daha aydınlık bir gün görmedim. Peygamberin öldüğü günü de gördüm; o günden de daha çirkin, daha karanlık bir gün görmedim." Yine Enes (r.anh) diyor ki: "Peygamber Efendimiz (sav) vefat ettiği gün, Medine'de her şey adeta karanlığa gömülmüştü. Allah Resûlü'nü defnederken, henüz ellerimize bulaşan toprakları silkelemeden, kalplerimizin değiştiğini fark etmeye başlamıştık."
Sayfa 169Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.