Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Balım

Balım
@phlange_
Tıp
12 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
Reklam
Peki, insan karmaşa ve yıkımı neden bu kadar tutkulu bir şekilde sevmektedir? Bana bunun cevabını verin! Ama bu konuda birkaç söz etmek isterim. Acaba insanlar hedeflerine ulaşmaktan ve inşaa etmekte oldukları yapıyı bitirmekten korkuyor ,bunun için yıkmayı ve karmaşa çıkartmayı (ki bazen bunları çok sevdiği tartışılmaz bir gerçektir)seviyor olabilirler mi? İnsanların ,yapılan bir yeri sadece uzaktan sevdiklerini,yakından sevmediklerini;belki de onu yaratmayı sevdiğini ama içinde yaşamayı sevmediğini…
Sayfa 53
Nihayet,muvaffak olamayacağını anlayarak geriye döndü . Fakat aczini anlayınca birdenbire isyan etti. Hayatının bütün felâketleri ,bazan bir torbayı bile yerinden kaldıramayacak kadar iradesiz olmasından geliyordu .
Sayfa 35

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çare diye ilişkilere, maddelere ,işe , yemeye,alışverişe, paraya, estetiklere, kısaca yapışılacak,iyi hissetmek adına medet umulacak ne varsa yapışmak. Çünkü bilinçsiz insan için,bu dünyada bir kurban olan kendisi dışındaki her şey iki gruba ayrılır: Kurban edenler ve çare olabilecekler. Oysa bu dünyada ne seni kurban eden ne de çare olabilecek bir şey yoktur kendinden başka. Kurban olan yoktur ki bu sistemde,kurban eden nasıl olsun? Seçim vardır, ama bilinçli , ama bilinçsiz. Bilinçsiz seçimleri ile yeniden ve yeniden ıstırap yaşatır kendine insan. Çareye gelince…. Bu dünyada çare olarak yapışacağın her şey , er ya da geç geçiciliğini ve dolayısıyla ıstırabına çare olmayacağını sana gösterecektir. Aslında giderek anlıyorum ki,buranın tek anlamlı işlevi de bu gerçeği bize gösterebilmesidir. Gerçekte tek çare ,buranın ve kendinin gerçeğine uyanmak ve bilinçli olarak kendini yaşamaya başlayabilmektir. Neşe , huzur ve varoluş sevinci ancak o zaman deneyimlenir.
Sayfa 355
Ölüm denen şey sadece bu yolculuğun sonudur Mina…. Sonlanan sadece tasarımdır,yani o tasarımla deneyimlenebilecek olasılıkların en sonuncusudur. Bilinç iner bu araçtan;Mina olmayı deneyimleyemeden,yaşayamadan,tatsız deneyimlerle örülü bu yolculuktan ve bir sonraki seçimine ilerler. Bilinç sonsuzdur. Ölüm tüm diğer deneyimler gibi burada deneyimlenebilecek bir deneyim alternatifidir. Denenecek . Ben ölenim deneyimi. Deneyim o da uyan,gerçek değil. Denenecek. Her canlı ölümü tadacaktır denmiş bak,yaşayacaktır denmemiş neden? Çünkü gerçeğimiz için ölüm diye bir şey yoktur. Bilinç her an olur. Yolcu yolun sonunda araçtan iner ve kendi yoluna devam eder. Zaten kâinatın tamamında tezahür eden sayısız veçhesi ile her an,her saniye yolculuğuna devam etmektedir. Kurt olur,taş olur,kuş olur,Mina olur,koca bir kâinat olur ama bunların hepsi,bireysellik rüyasını yaşamak içindir. Ben şuyum. Ben buyum. Bu farklı “bir şey olma”deneyleri ile her parçada yeniden kendi muhteşemliğini deneyimlemek içindir. Bunu deneyimledikçe ,o muhteşemliğin her şeye ait olduğunu ve kendi gerçeğinin bu HER ŞEY olduğunu idrak içindir. Kâinatta var olan her bir şey ,her araca inen binen yolcu , ne varsa her şey bilinçtir. Bu anlamda bütün kâinat bilince hizmet eder,ama bütün kâinat dediğin de bilinçten başka bir şey değildir be yavrum. Hep kendinden kendinedir akış. Özetle her şey…Bir’dir…”
Sayfa 347
Reklam
Bir an kalakalıyorum. Fark ediyorum: Yaşam ,bir seyir esasında. Peki,seyir eden misin,seyreden mi? İnsan , her ikisi de! Bu boyutta seyir edebilen bir araca,tasarıma sahibim. Bu araç ile bir yandan seyir ediyorum yaşamda ve bir yandan da olanı seyrederek dilediğim gibi bir deneyime dönüştürebiliyorum. Ben kimim? Ben bilincim. Muhteşem insan oluşunun yapısı işte bu.
Sayfa 345
“Geleceği düşünmek dediğin ne? Geleceği düşünmek diye bir şey yok,palavra bu!!! Uyan! Geleceği düşünmek ,öyle mi? Nasıl oluyor o? Yine adına geçmiş denen o kaynaktan almıyor mu içeriğini ? Aynı çukurdan seçtiği sözüm ona yeni düşüncelerle,geleceği tahmin etmeye,oldurmaya çalışmak. Geçmiş verilere dayanarak,korku içinde,istediğin bir geleceği kontrol etmek için çırpınmak. Geleceği düşünmekmiş! İyi de yine geçmişteki,düşüncelerinde…. Aloo! İşte insan zihindeyse tam bir labirentin içinde.”
Sayfa 339
“Önce kendine âşık olacaksın,” diyor ama.”Bu da ancak kendini gerçekleştirebilmekle mümkün.Gerçeğini dünyaya sunabilmekte.Kendine âşık olacaksın ki , nasıl bir değeri ortaya koyduğunu bilecek ve o değeri ona vereni seçebileceksin.Seni sen gibi sevenle birleşecek,ona benzersiz seni sunacaksın.İşte böyle kendini olduğu gibi tümüyle kabul edip sevebildiğinde,karşıdakinin de olmasına izin vereceksin.Kendini gerçekleştirmesine.Nasıl olmak isterse.Aşk ancak böyle yaşanabilir.Bundan gayrısı ancak eksiklik,ihtiyaç ve yoksunluk dolu bir trajedi olabilir canım.”
Sayfa 297
İnsanların aslında dar bir çevresi vardır.O dar çevre genişletilemez.Kimsenin de genişletmemesi lazımdır.İnsanın ömrü de zamanı da ,birbirine göstereceği zaman da ,birbirine göstereceği ilginin süresi ve ölçeği de bellidir.Çemberi genişlettikçe zaman ayırmanız gereken insanların zamanından gider.
Sayfa 139
“İyilik yapmanın çok kolay olduğu ama bu iyiliğe alışmamış insanlarla birlikte köydeki köşemizde sessiz sakin bir yaşam sürme,sonra yararlı bir çalışma,sonra dinlenme,doğanın güzellikleri ,kitaplar,müzik,cana yakın bir insanın sevgisi…İşte daha fazlasını hayal edemeyeceğim kocaman bir mutluluk benim için.”
Sayfa 129
Reklam
Aşk şüphesiz mutluluk getirir.Ama unutulmamalıdır ki sıkıntı da getirir.Aşk dediğin bir tutkudur,zamanın sildiği bir tutku.İlk günkü gibi kalanı ,devam edeni çok azdır.Devam edem aşk bir piyango gibidir,nadir insanlara isabet eder.
Sayfa 120
151 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.