Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Rıza okulu, büyüklüğün müjdecisi ve ezeli yaşam bizim bu dünyada -asla başka yerlerde değil- yer aldığımız yaşamdır, biz yoksak başka yer de yoktur. işte, öğretilmesi gereken, işte öğrenmeyi hak ettiğimiz şey bu! Ve işte yine de bizden esirgenen ve hatta inanmamızın bile yasaklandığı şey bu!
Sayfa 105
Evrenin boş olup olmadığını bilmenin benim için önemi yok, zorunluluğun yönettiğini ve dünya yasalarının kişiden bağımsız olduğunu hissetmenin benim için önemi yok, hakikat asla başka bir şey olmadı, hakikatin bana yeterli olmasını protesto ediyorum, onları -ölülerini- görmeyi hayal eden zayıf yaratıkları küçümsüyorum.
Sayfa 104
Reklam
Ezeliyet duygusuyla buluşanlar teselli bulurlar ve bu duyguya sahip olanları hiçbir şey yıkamaz. Yaşam bir dayanaktır, yoksa neden değil, yaşam zorunludur, ama yeterli değildir: Ölülerin bize verdiği ders budur.
Sayfa 91
Sayın Anne hayatta olduğu sürece onu yitirmekten çekiniyordum, onun ölümünden daha acıklı bir şey başıma gelemezdi, hissettiğim sükunet oldukça ürkütücü. Sayın Anne altmışını geçmişti ve ben, kırkımın üzerindeyim, beni henüz olgunlaşmadan öksüz bırakmadığı için Tanrı'ya şükrediyorum, şikayet etmek elimde değil, yasım silinecek, acım dinecek, işime geri döneceğim ve olan olduğuyla kalacak, geçmişimde şekillenmiş olan şey bütünüyle ölmeyecek, zaman ertelendi ama yeniden bulunacak, başka bir görevim olmadığını geçen zaman bana öğretiyor.
Sayfa 88
Ölüm beni uzun süre sarsmayacak, çünkü artık hiçbir şey beni etkilemiyor, Sayın Anne de benim kaygılarımın kalıntılarını yanında götürüyor, onun sonu beni özgürleştiriyor, ayaklarımın altında düzenden başka bir şey görmüyorum, kaos yok oluyor, her yer ışıl ışıl, benim içimde sakin bir güven gibi doğduğunu hissediyorum.
Sayfa 75
ölüler ölüdür, ama bizler onlar yok olmasın diye yaşıyoruz, bizim edimlerimiz ve eserlerimiz hem onların tutumundan esinlenebilir hem de anılarını sürdürebilir, ama asla daha öteye gidemez. Sayın Anne, bütün nitelikleriyle birlikte, ona dair çizdiğim resmin dengi değildir, itiraf ediyorum: Benim yargım yüceltmeye varıyor ve ben kendimi kışkırttığım hayallerin esiri kılıyorum, işte esir düştüm ve böyle olmayı ise hiç olmadığı kadar onaylıyorum.
Sayfa 65
Reklam
Hayat, bizim yaşama nedenlerimizin yanında hiçtir, Sayın Anne yaşamı sevmesine rağmen bunu hissediyordu. Onu ingiliz ya da Alman sanıyorlardı, bu da durumu kolaylaştırıyordu, kimse onun Yahudi girginliğinin olduğuna inanmıyordu, Yahudiler de onun kendilerinden olduğunu öğrenince şaşırıyorlardı, onun ve rahatlığının başka kaynağı yoktu, ben de bunu ona belirttim: "Zavallı Annem," dedim, "mutluluğunu bilmiyorsun, teyzelerimden birine benzeseydin hayal bile etmediğin şeye maruz kalırdın, nefret ve aşağılama her adımında karşına çıkardı, dengen kalmazdı, dengeni yitirirdin!"
Sayfa 58
Tanrı bizi sevmiyor ve bir sevgi nesnesi de değil, Mistisizm özünde Narsisizmdir, kişisel Tanrı ise saçmalıktan başka bir şey değildir, yoksulların teselli bulma ihtiyacı kendi alçalmalarının kanıtıdır, yoksa varsaydıkları figürlerin gerçekliğinin değil... Filozofların Tanrı'sı bana yeter, ben de bir kişiyim ve kendi dışımda kimse aramıyorum, müebbet ölüme razıyım, kurtuluş fikri bana bir taşkınlık gibi geliyor, kurtulmak metafizik bir tecavüz yalnızca.
Sayfa 47
Ölülerimizi ölü olarak unutmalıyız, ama onların modellerini takip etmemize ve eserlerini sürdürmemize izin var; gerisi ise cilve naz.
Sayfa 41
Zaman yeni bir boyut edindi, dağdan inen sel gibi kaçıyor, sonra engin bir düzlüğün içinde aniden neredeyse hareketsizleşiyor, nehir yatağının sınırı yok, yorulmak bilmeden birbirini izleyen saatler gevşekçe uzayıp gidiyor ve yolda iyice ölgünleşiyorlar, kimi zaman ise kendi üzerlerine gelip kapanıyorlar, yapısını analiz edemediğimiz ve bize sonsuz önsezi sağlayan bir şaşkınlık hissediyoruz: Geçmişin eseri bu; dirilen ve sürenin akışını frenleyen, bizi bir araya getiren özdeşlik dolayısıyla çoğaltan.
Sayfa 64
Reklam
Nec crescit, nec post mortem durare videtur.! "(Beden) Ölümden sonra ne büyür ne de olduğu gibi kalır."
Sayfa 36 - CanKitabı okudu
Edite, bibite, post mortem nulla voluptas. Yiyin için, ölümden sonra tadabileceğiniz hiçbir şey yok.
Ben yaşadım mı, hiç bilmiyorum, benim yaşamım çevrilecek bir sayfadan fazlası asla olmadı
Sayfa 111Kitabı okudu
Her kadın kendi içinde bu derin dünyanın imgesini taşır, biz buraya ancak kendi dünyamızı inkâr ederek erişebiliriz.
Sayfa 111Kitabı okudu
Çünkü acının bile içinde sanılandan çok kendini beğenmişlik ve itiraf edilenden çok şehvet vardır.
Sayfa 108Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.