İktidar ve otorite kavramı farklı mıdır?
İktidar, geniş anlamda, arzulanan sonuca ulaşma becerisi olarak tanımlanmakta olup bazen bir şeyi yapma 'gücüne' (power to do) işaret eder. iktidarın bu kavrayışı, kişinin kendisini hayatta tutma becerisinden, bir yönetimin ekonomik büyür neyi artırma becerisine kadar her şeyi kapsar. Siyasal tahlilde ise iktidar, genellikle bir ilişki, yani diğer insanların davranışlarını onların kendi tercihlerinden farklı yöne doğru etkileme becerisi olarak düşünülür. Bu diğerleri 'üzerinde güç' (power over)sahibi olmak demektir. Ne zaman A, B' nin normalde yapmayacağı şeyi yapmasını sağlarsa iktidar ortaya çıkar. Başkalarını etkileme 'becerisi' olarak iktidar sıklıkla başkalarını etkileme 'hakkı' olarak* otoriteden ayrılır. İktidar, daha dar anlamda, ödüllendirme ve cezalandırma becerisi ile ilişkilendirilir ve bu onu zorlama veya manipülasyona yaklaştırır. Bunun tersi olan 'etki' ise aynı zamanda akılcı yolla başkalarını ikna etmeyi de kapsamaktadır.
The Rings of Power
Ölüme dair kelimelerimiz yoktu. Çünkü neşemizin hiç bitmeyeceğini düşünüyorduk. Sanıyorduk ki ışığımız hiç azalmayacak.
Küle Dönen Bedenler
Bu kez bende hayal kırıklığı yataran bir kitabın yorumuyla geldim. #küledönenbedenler çıktığı zamanlar çok heyecanlanmıştım, kitap hakkında yazılanlar, kitabın tasarımı falan çok dikkatimi çekmişti. Elime geldiği anda da aynı heyecanı yaşadım. Ama okumaya başladığımda tüm heyecan falan gitti bende. Beklentimi maalesef karşılamadı kitap. Ya ben çok şey bekledim kitaptan ya da gerçekten bazı sıkıntılar vardı kitapta. Ben sadece kitap hakkında ne hissettiğimi yazma kararı aldım. Çünkü kitapta belli bir konu yoktu. Daha doğrusu son sayfalara kadar yazar gizem yaratmak istemiş, ailevi sorunlarla başa çıkmaya çalışan bir genç kızın hayatındaki ailevi gizemleri çözmesini okuyoruz. Aslında bu gizemli olaylar fikri çok iyiydi. Eğer son bölümlerde aldığım keyfi aralarda da yakalamış olsaydım tavsiye edebilirdim. Yine de şans vermek isteyen olursa okusun derim. Bu benim görüşüm ve her görüşe saygı duyuyorum. Ama bu kitabı ben sevemedim. Hepinize keyifli okumalar.
Bu arada kitabı @aylinin_kitaplari nin yapmış olduğu çekilişten kazanmıştım. Bu deneyim için çok teşekkür ederim. 
Küle Dönen Bedenler 
Rory Power
law 10
You can die from someone else’s misery—emotional states are as infectious as diseases.
Sayfa 15
Liberaller, realistlerin önerdiği içe dönük, kendi kendine yetmeyi hedefleyen ve askerî harcaması yüksek "güvenlik devleti" modeli yerine, dışa açık ve ortak güvenlik anlayışına bağlı olan "ticaret devleti" (trading state) (Rosecrance 1996) modelini benimser. Ayrıca, askerî ve ekonomik zorlayıcı güç (hard power) yerine kültürel çekiciliğe ve ikna etmeye dayalı yumuşak güç (soft power) kullanmayı tercih eder (Nye 1990). Ancak liberallerin bir kısmı liberal ağları genişletmek ve demokrasiyi yaymak için gerekirse şiddete ve tek taraflı eylemlere başvurulabileceğini savunmaya başlamıştır (Doyle 2012). Hatta George W. Bush hükümetinin 2003 yılında Birleşmiş Milletler'i devre dışı bırakarak gerçekleştirdiği Irak işgalini realistlerin değil, çoğunlukla demokrasiyi aktif olarak dünyaya yayma söylemini benimseyen "ofansif liberallerin" (Miller 2010) ve onlardan esinlenen yeni muhafazakârlık (neoconservatism) ideolojisinin- desteklediği gözlemlenmektedir. Doyle'a göre (2012) ofansif liberaller "demokrasi için haçlı seferi" (crusade for democracy) ilan edecek kadar maceraperest ve saldırgan (liberal imprudence) dış politika yürüterek daha çok savaşa sebep olmaktadır.
Sayfa 17Kitabı okuyor
Trade, War and Ceremony
Venetians began to shape their own history in 1177 when they hosted and reconciled the Pope and the Holy Roman Emperor. This political landmark was celebrated in the annual ‘Wedding with the Sea’ ceremony on Ascension Day, the Doge being rowed out of the lagoon on the ceremonial state galley, to cast a golden ring into the sea. Behind the ceremony lay a classic Venetian power play.
Sayfa 115 - Yale University PressKitabı okudu
The power of doing anything with quickness is always much prized by possessor, and often without any attention to the imperfection of the performance.
From a Dataist perspective, we may interpret the entire human species as a single data-processing system, with individual humans serving as its chips. If so, we can also understand he whole of history as process of improving the efficiency of this system through four basic methods:
1. Increasing the number of processors. A city of 100,000 people has more computing power than a village of 10,000 people.
2. Increasing the variety of processors. Different processors may use divers ways to calculate and analyze data. Using several kinds of processors in a single system may therefore increase its dynamism and creativity. A conversation between a peasant, a priest and a physician may produce novel ideas that would never emerge from a conversation between three hunter-gatherers.
3. Increasing the number of connections between processors. There is little point in increasing the mere number and variety of processors if they are poorly connected to each other. A trade network linking ten cities is likely to result in many more economic, technological and social innovations than ten isolated cities.
4. Increasing the freedom of movement along existing connections. Connecting processors is hardly useful if data cannot flow freely. Just building roads between ten cities won't be very useful if they are plagued by robbers, of if some paranoid despot doesn't allow merchants and travellers to move as they wish.
Sayfa 441Kitabı okudu
We can sketch Nietzsche’s view as follows:
living things are necessarily governed by Life, a force that operates through them to achieve power-increasing ends. In this study, ‘the Life Theory’ is my name for this view.
