- ... “Put” diyorsun, putun ne olduğunu bilen yok. Şöyle; put şudur: Hepimiz neticede kendi varlığımızı koruyoruz, fikir vesaire de neticede bu gayretten doğan bir şey. Allah düşüncesinin dayandığı da budur, bununla baki oluyoruz. Ama orada herkesin idrak etmesi gereken bir şey var; şimdi ben inanmıyorum ve burada fikir beyan ediyorum, elbette beyan ettiğim fikri seviyorum, yâni kendi fikrimi seviyorum, o fikri seveceğime. Putperestlik demek; yâni zaten bir şeyi şekilden oymakla, kendi fikrini beğenmek arasında bir fark yoktur put olması bakımından. Putperest belirli şeylerle karşılaşıyor, bu bir “simgeye” dönüyor, put diye buna diyorsun. Aslında put, bunu yapandır, bunu yapan düşüncedir. Dolayısıyla, sadece insana dayanan düşünce, putperest düşüncedir. Yâni putun mânâsını iyi anlayalım. Orada da şöyle bir hâdise doğuyor; biz hikmeti hikmet olarak sevmiyoruz, biz hikmeti Allah için seviyoruz. Burada mevzu şudur: Biz hikmeti hikmet olarak sevmiyoruz, Allah için seviyoruz; Allah’a yakınlaşma mevzuu olduğu için. Öbürü ise, hikmeti hikmet olarak seviyor..."
(SALİH MİRZABEYOĞLU, 29 Kasım 2014 ADALET MUTLAK'a Konferansı)
düşün-sorgula-bil-anla
diğer yazılar : woto.com/mehdi
buraya çeşitli yerlere yazdığım yazıları kopyala-yapıştır olarak koyuyorum. mevzular değişiktir. fakat bütünlük içinde okunursa kasdedilen geniş çerçeveden daha net anlaşılır.
---
tüm müslümanların kuran-ı kerim etrafında İTTİHAD (birlik, birleşme) etmesi lazımdır. ittihada zarar
24 yıllık canlı yayınımda 7810. günde -21. yaşımın içinde- bir karıncalanma oldu. Anteni sağa sola -ideolojiden bağımsız, makasıd yönü "aramaya başlamak" için "guide" bulmaktı- çevirdik, birkaç kere darp ettik. Topyekûn halde bir şeyleri yoluna koymak için sabahın fecrinde uyandık, sonra yetmedi gündüzü başkaları için heba
İşte teni bir inanç yapan aşık bir erkeğin üslubu,
Çekici bir genç kızdan tanrıça yaratıyoruz.
Putperestlik degil de, nedir bu?
Tanrı ayırmasın bizleri doğru yoldan!
Çünkü epeyce ayrıldık amacımızdan.
Köklü Brahmanizm dini yaşlanmaya ve donuklaşıp fosilleşmeye başlar başlamaz, bir tarafta asli manadan sapan kaba biçimler, diğer tarafta ise insanlığın sonsuzla ilişkisine daha ileri bir anlayş getiren incelikli Budizm akidesi ortaya çıktı. Aynı çöküşü Yunan ve Roma dinleri de yaşadı ve bu çöküşlerin en ileri noktasında Hristiyanlık ortaya çıktı. Putpereslik (paganizm) ve çoktanrıcılık haline gelen Bizans'taki Kilise Hıristiyanlığı da aynı şeyi yaşadı. Bu tahrifine mukabil, bir tarafta Paulician'lar, diğer tarafta ise Teslis ve Bakire Anne akidelerinin zıddına Allah'ın birliğini esas alan öğretisiyle mutaassıp İslamiyet ortaya çıktı. Aynı şey ortaçağlar'da Papalık Hıristiyanlrğının başına geldi ve bu da Reformasyona yolaçtı. Bu itibarla, çoğunluğun üzerinden dini nüfuz ka|ktığında, bu dönemler bütün dini öğIetilerin hayat ve tekamülü için vazgeçilmez bir şarttır. Çünkü, tekamü derecesi ne olursa olsun, gerçek anlamda her din insan ile sonsuz arasında bütün insanlar için tek ve deişmez bir ilişki kurar.