Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tan

Tan
@quidem
150 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
Bütünün bir parçası olarak var oldun. Seni var edenin içinde yok olacaksın, ya da dönüşecek, iade edileceksin o yaratıcı ilkeye.
Sayfa 32
Reklam
Nedensellik kavramı, 'neden' dediğimiz bir şey aracılığıyla başka bir şeyin, yani sonucun ortaya çıkmasını gerektiren y a s a l a r kavramını gerektirdiğinden; özgürlük, doğa yasalarına bağlı bir istemenin özelliği olmamakla birlikte, bundan dolayı hiç de yasasız değildir; daha çok o , değişmez, ama özel türden yasaları olan bir nedensellik olmalı; yoksa özgür bir isteme saçma bir şey olurdu.
Sayfa 65
İ s t e m e , akıl sahibi olmaları bakımından, canlı varlıkların bir tür nedenselliğidir ve ö z g ü r l ü k bu nedenselliğin, onu b e l i r l e y e n yabancı nedenlerden bağımsız olarak etkili olabilme özelliği olur; nasıl ki d o ğ a z o r u n l u l u ğ u , akıl sahibi olmayan bütün varlıkların nedenselliğinin, yabancı nedenlerin etkilemesiyle etkin olmaya belirlenmesi özelliğidir.
Sayfa 64

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şeylerin neliği dış ilişkilerine göre değişmez ve bunları hesaba katmaksızın, insanın mutlak değerini tek başına oluşturan şey, onun yargılanmasında dayanılacak şeydir de- yargılayan kim olursa olsun, isterse de bu en yüksek varlık olsun.
Sayfa 57
Akıl sahibi doğa, kendi kendine amaç koymakla geri kalan doğadan kendini ayırır. Bu amaç, her iyi istemenin içeriği olur.
Sayfa 55
Reklam
Amaçlar krallığında her şeyin ya f i y a t ı vardır ya da d e ğ e r l i d i r . Fiyatı olanın yerine, e ş d e ğ e r olarak başka bir şey de konabilir; her türlü fiyatın üstünde olan, dolayısıyla eşdeğeri olmayan değerlidir. İnsanların genel eğilimlerine ve gereksinimlerine ilişkin şeylerin p i y a s a f i y a t ı ; bir gereksinimi varsaymaksızın belirli bir beğeniye, yani ruhsal yapımızın yeteneklerinin amaçsız bir oyunundan duyulan hoşnutluğa uygun düşenlerin d u y g u f i y a t ı ; bir şeyin kendisinin amaç olmasının tek koşulunu oluşturan şeylerin ise yalnızca göreli bir değeri, yani fiyatı değil, iç değeri vardır, yani değerlidir.
Sayfa 52
Ne var ki insan bir şey değildir, dolayısıyla s ı r f araç olarak kullanılamaz; bütün eylemlerinde hep kendisi amaç olarak görülmelidir.
Sayfa 47
Pratik buyruk şu olacak: Her defasında insanlığa, kendi kişinde olduğu kadar başka herkesin kişisinde de, sırf araç olarak değil, aynı zamanda amaç olarak davranacak biçimde eylemde bulun.
Sayfa 46
Varoluşları bizim istememize değil de, doğaya dayanan varlıkların, akıl sahibi olmayan varlıklar olunca, yine de araç olarak ancak göreli bir değeri vardır, bu yüzden onlara ş e y l e r denir; oysa akıl sahibi varlıklara k i ş i l e r denir, çünkü onların doğal yapısı bile, onların kendilerini amaçlar olarak, yani sırf araçlar olarak kullanılamayacak şeyler olarak gösterir, böylece de her türlü kişisel tercihi sınırlar (ve bir saygı konusudur).
Sayfa 46
Eğilimlerin yöneldiği bütün nesnelerin ancak koşullu bir değeri vardır; çünkü eğilimler ve bunlara dayanan gereksinimler olmasaydı, nesneleri değersiz olurdu.
Sayfa 45
Reklam
Arzulamanın öznel nedeni g ü d ü , istemenin nesnel nedeni ise h a r e k e t n e d e n i d i r ; güdülere dayanan özel amaçlar ile her akıl sahibi varlık için geçerli olan ve hareket nedenlerine bağlı olan nesnel amaçlar arasındaki fark bundan ileri gelir.
Sayfa 45
Eylemimizin bir maksiminin genel bir yasa olmasını i s t e y e b i l m e m i z gerekir; bu genel olarak olnu ahlâksal yargılamamızın kuralıdır. Bazı eylemler öyle bir özellik gösterir ki, maksimleri, çelişmeye düşmeden, genel bir doğa yasası olarak d ü ş ü n ü l e m e z bile; bir yasa olması gerekitğini ayrıca i s t e y e m e y e c e ğ i m i z de bir yana. Başka eylemlerde gerçi bu iç olanaksızlığa rastlanmaz, ama maksimlerinin bir doğa yasası genelliği kazanmalarını i s t e m e m i z yine de olanaksızdır, çünkü böyle bir isteme kendi kendisiyle çelişirdi.
Sayfa 41
Eyleminin maksimi sanki senin istemenle genel bir doğa yasası olacakmış gibi eylemde bulun.
Sayfa 38
M a k s i m, eylemde bulunanın öznel ilkesidir ve n e s n e l i l k e den yani pratik yasadan ayırdedilmelidir. İlki, aklın öznenin koşullarına (sık sık bilgisizliğine ya da eğilimlerine) uygun olarak belirlediği pratik kuralı içerir, bundan dolayı da öznenin, ona göre e y l e m d e b u l u n d u ğ u ilkedir; yasa ise, her akıl sahibi varlık için geçerli olan nesnel ilke ve ona göre e y l e m d e b u l u n u l m a s ı g e r e k e n ilkedir, yani buyruktur.
Sayfa 38
...Yalnızca kesin buyruk pratik bir yasa olduğu etkisini uyandırıyor, geri kalanların hepsi, gerçi istemenin i l k e l e r i d i r, ama yasa denemez onlara. Çünkü sırf rastgele bir amaca ulaşmak için zorunlu olan şeye, kendi başına da rastlantısal gözüyle bakılabilir ve bu amaçtan vazgeçersek, her zaman bu buyurtudan kendimi koparabiliriz; buna karşılık koşulsuz emir, istemeyi tersini yeğ tutmaya serbest bırakmaz, dolayısıyla ancak o, bir yasadan beklediğimiz zorunluluğu kendinde taşır.
Sayfa 37
693 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.