Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evet, çoğu kez, insanlık ilgilendirmiyor beni. Amerika’yı ben keşfetmedim, aya ilk ayak basan da ben değilim çünkü. Tanrıyı okey taşı çalarken yakaladığımızdan beri aramıza almıyoruz da! Bana ne felsefeden, felsefeden ayrılan, felsefeyi terk eden, felsefeyi selsefil bırakan bilim dallarından. Gerçek’i kendi ellerimle eğittim: bir hayvanım ben. Temel dürtülerimle onurluyum. Gerisi takı, gerisi düs. Arılığımda saldırganlık ve seks tartışılır. Statülerinizden, eşleşmelerinizden ve en önemlisi üremeniz- den sıkıldım; bunu a n l a t a m ı y o r u m. Bölünerek çoğalmamız ne hoş olurdu, baştaki bedenimizden zerre kalmayana kadar!.. hesap ödenmemiş demektir. Düellomuz başka bir boyutun yamaçlarında olacak. Silahları akıl saçacak. Biz seçeceğiz.
Sevgi, öyle, biçimsiz, kaypak,belirsiz birşey değildir : sanki benim 'sahip' olduğum, ve 'sevdiğim' kişileri de içine soktuğum, 'amorf' birşey, değil ---sevgi, her ortaya çıkışında, belirgin bir biçimde sevemezsin; her bir sevdiğin, b i r ve b i r i c i k t i r ---hiçbir başka kimse ile de 'karış'tıramayacağın kadar, t e k v e b e n z e r s i z...
Sayfa 154
Reklam
Ben büyük Ortadoğu projesinin lideriyim! R.T.E
Avrupalıların savunduğu görüş, “Dünyanın değişik yerlerinden gelip bir kısmı Türkiye üzerinden Avrupa’ya gelen göçü Türkiye’de durduralım.
İnsan yaşamak ister, kendini satmak zorundadır, oysa bu ihtiyacını sömürenleri küçük: görür ve işçi s a t ı n a l ı r . Tuhaftır, güçlü ye, korkutucu olana; evet, tiranlar ve generaller gibi korkunç kişilere boyun eğmek, endüstrinin bütün büyükleri olan bu bilinmeyen ve ilginç olmayan kişilere boyun eğrnek kadar utanç ve aa verici biçimde yaşanmaz: İşçilerin işverende gördüğü şey, genellikle yalruzca aldatıa, tüm sıkıntılardan çıkar sağlayan, kan ernid bir köpek insandır, işverenin adı, vücut yapısı, davranışları, ünü işçinin ilgisini çekmez. Şimdiye dek fabrikatörler ve büyük ticari girişimdler, bir k i ş i y i tek başına i I g i n ç kılacak bütün o d a h a y ü k s e k ı r k ı n işaretlerinden, tarzlarından belki de çok fazla yoksun kaldılar; doğuştan gelen soyluluk, gözlerinde ve davranışlannda görünseydi, yığınlann sosyalizmi belki de olmayacaktı. Çünkü yığınlar temelde her çeşit k ö l e I i ğ e boyun eğmeye hazırdırlar, yeter ki üstlerindekiler sürekli olarak daha yüksekte oldukları, d o ğ u ş t a n emir verme gücü taşıdıklan konusunda kendilerini haklı göstersinler - kibar davranışlarla! En sıradan insan, kibarlığın birdenbire kendiliğinden oluşmadığını, onun meyvesine erişme şerefinin uzun bir zaman dilimi içinde kazarnlacağını sanır, - oysa yüksek yaşam biçiminin eksikliği ve kıpkırmızı tombul elleriyle ünlü fabrikatör kabalığı, onları şu düşüneeye getirir: Ancak kazara, ancak şans eseri, bir insan diğeri üstünde yükselir: İşte o zaman, diye düşünür, deneyelim b i z de şansımızı öyleyse! Atalım zarlanrnızı! İşte böyle doğar sosyalizm!
Sayfa 53
İyilik yapma ve can yakma, insanın diğer insanlar üzerine uyguladığı güçtür- insan bundan fazlasını istemez! Böyle bir can yakma ile gücümüzü duyurmak isteriz; çünkü acı hazdan daha etkilidir bu amaç için: - Acı daima kaynağını sorar; oysa haz, kendisinde kalıp, geri dönmeme eğilimi taşır. İyilik etmek ve böyle bir iyi niyet göstermek, bir biçimde
Sayfa 35
.. Ve bir gün değil, her gün her şey kirlenir. Çalarak bir şeyleri hayattan ve insandan; yenibaştan, yenibaştan… K i r l e n m e y e n t e k ş e y i s e , k i r d i r…
Reklam
Ne bulunmuyordu ki artık benim ardımda! Bu çöl parçası, tükenmişlik, inançsızlık, bu gençliğin ortasındaki buz kesme, bu yanlış yerde araya giren yaşlılık, bu acının zulmü, işte, acının s o n u ç I a r ı n ı -sonuçlar tesellilerdir- yadsıyan gururun zulmü tarafından da aşılmış; insam aşağılanmalara karşı bir kendini savunma olarak bu yalnızlığa kaçış, bu temelden acı, mayhoş ağrı verici bilgiyle kısıtlanma, tedbirsiz ve şırnarık tinsel diyetten yavaş yavaş ortaya çıkmış bir t i k s i n t i n i n düzenlediği - adına Romantizm denen -, Ah kim bütün bunları benim duyduğum gibi yeniden duyabilir!
Sayfa 13
Daha bir y o k s u l l a ş m a l ı s ı n , sen, bilgeliksiz bilge! Sevilmek istiyorsan eğer. Yalnızca acı çekenlerdir sevilenler, sevgi verilenler, yalnızca açlık çekenlerdir: k e n d i n i a r m a ğ a n e t ö n c e , ey Zerdüşt!
Sayfa 50
Kim ısıtacak, kim sevecek beni bundan böyle? Sımsıcak eller uzatın bana! uzatın yüreklerin kor dolu mangallarını! Uzanıp yatmışım, ürpermekteyim, ayakları ısıtılan yarı ölüler gibi, ah, evet, sarsılıyorum! bilinmeyen nöbetlerin ateşleriyle, ve buzdan kılıçların sivri uçları önünde, acımasızca peşirndesin, ey düşünce! Sen, adı konamayan! Sen,
Sayfa 31
Çöl büyümekte: vay haline çölleri gizleyenin! Taş, taşa sürünerek gıcırdamakta, çöl sarılıp boğmakta. Ateş saçmakta kahverengi bakışlarla o korkunç ölüm ve ç i ğ n e m e k t e , - zaten hayatı, çiğneyişidir yalnızca... U n u t m a s a k ı n , e y ş e h v e t i n ö l ç ü s ü n e v u r u lm u ş i n s a n - t a ş d a s e n s i n , ç ö l d e , v e ö l ü m d e ...
Sayfa 18
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.